Yeni bir yıl, yeni bir başlangıç.
Birçok lider için son bir yılın başarılarını değerlendirerek yeni hedeflerin, hazırlıkların belirlenme ve yeni umutların yeşermeye başladığı bir dönem. Ayrıca sürecin en önemli bir parçası olarak kendisinin, kendini değerlendirme, geliştirme ve gerçekleştirme dönemidir.
Peki kendini gerçekleştirmek ne demektir?
- Desteğini kendisinden ve ekibinden almak,
- Zamanı iyi kullanmak,
- Olaylara pozitif olarak bakmak,
- Olayları ve insanları anlamaya çalışmak,
- Yaptığı işten haz almak ve tutkulu olmak.
Bu faktörler değiştirilebilir, genişletilebilir hatta tartışılabilir. Ancak kendinin ve personelinin liderlik gelişim hedefleri her zaman süreklilik göstermeli. Hedeflerin gerçekleştirilmesi için çalışanların desteklenmesi, güven ortamı yaratılması ve bütünsel sistemin kurulması gerekir. Ve yarına bırakmadan şimdinin bir parçası olarak, yani şu an en iyi zamandır.
Liderlik gelişimi hedefleri, her zaman belirli, organizasyona uygun ve şirket bağlamıyla bağlantılı olmalı. İnsan faktörünü ön plana çıkartarak, yararlanabileceğimiz birkaç ortak nokta olarak;
- Kendimizden daha fazla haberdar olmalıyız. (Ve diğerlerinin farkında olmak). Güçlü ve zayıf yönlerimiz hakkında daha fazla bilgi sahibi olmalıyız. Doğru bir değerlendirme için: Kendi duygularımızı ve bunları nasıl kontrol edebileceğimizi, başkalarının duygularını, değerlendirme yaparken diğerleri tarafından nasıl algılandığımızın farkında olmalıyız.
- Daha fazla yetkilendirme. Yetkilendirme yapmama isteksizliğimiz ve dolayısıyla işleri bitirme arzumuz uzun saatler boyunca çalışmamızı sağlıyor. Böylece zamanımızı daha stratejik kullanmaktan alıkoyuyor. Kendimizi ve ekibimizin gelişimini yavaşlatıyor. Peki, neden yapıyorum?.. Kendi egom mu? Ekibime olan güven eksikliği mi var?
- Daha stratejik olmalı. Büyük resmi görme, daha uzun, daha geniş bir perspektiften yaklaşma becerimizi geliştirmeliyiz. İşlerin günlük ayrıntılarında kaybolmamak ve tereddüt yerine risk almalıyız. Sadece “Ne?” ve “Nasıl?” üzerine değil, “Neden?” üzerine odaklanmayı öğrenmeliyiz. Stratejinin “dilini” öğrenmeli, melodisini duymalıyız ki uyum içinde olalım ve liderlik niteliklerimizi değerlendirebilelim.
- Daha iyi bir dinleyici olmalıyız. Kişilere değer vermeyi, düşünce ve fikirlerini açıkça söylemelerini teşvik etmeliyiz. Fikirlerine değer verdiğimizi ve önemsediğimizi göstermeli ve varsa eksiğimiz öğrenmeliyiz. Aktif dinleme, açık uçlu sorular, beden dilimizi kullanma ve dinleme yeteneğimizi etkileyen dikkat dağıtıcı şeyleri ortadan kaldırmalıyız.
- Ekibimizi geliştirmeliyiz. Bunun gerçekten ne anlama geldiğiyle ilgili daha fazla bilgi edinmeli ve yüksek performanslı bir “ekip” haline gelmeliyiz. Her şeyden önce güçlü ve zayıf yanlarımızı öğrenerek ekip değerlendirmesi yapmalıyız. Daha sonra bunu geliştirmek üzerine bir eylem planı oluşturmak için ekibimizle birlikte çalışmalıyız. Olası iyileştirme alanları: Güven inşa etmek, takım çalışmasını teşvik eden ve destekleyen yapı ve süreçlerini oluşturmak ve “paylaşılan liderlik” uygulamasına işlerlik kazandırmaktır. Bir organizasyonda ne zaman kimin ilham vereceği, yaratıcı bir fikirle ortaya çıkacağı veya motive kaynağı olacağını bilemeyiz.
- Çatışma çözmeyi öğrenmeliyiz. Çatışmaları daha yapıcı bir şekilde baş etmeye ihtiyacımız var. Bunun için de öncelikle çatışma nedenlerini tanımlamaya, fark etmeye ve bilmeye ihtiyacımız var. Ki farklı yaklaşımlar içinde tercih edilen etkili yaklaşımı nasıl ve ne zaman kullanacağımıza karar verelim. Sadece çatışmaları çözmek değil ilişkileri güçlendirici olumlu özelliklerini de değerlendirebilmeliyiz.
Konuyu doğru irdeler, doğru sorular sorar ve hedeflerimizi netleştirdiğimizde kendimizi geliştireceğimiz konular da ortaya çıkar. Yapılması gereken “Burada hayatta işe yaramaz!..” düşüncesinden sıyrılmak ve adım atmak. Evet, başarıyı yakalamak için bu farkındalığımızı artırmanın tam da zamanı “şu an”dır.
Konu hakkında veya farklı hangi konularda hazırlıklı olmamız gerektiği konusunda düşüncelerinizi paylaşmak ister misiniz?