Neden?

Neden? Birçok insan gibi liyakatsiz, beceriksiz, zalim veya kibir içinde yüzen liderlerle ya geçmişte çalıştık ya da birlikte çalışıyoruz.

Photo by Марьян Блан | @marjanblan on Unsplash

Çoğu zaman da kendi kendimize bu kadar beceriksiz birinin nasıl böyle bir konuma gelmiş olduğunu sorgularız. Veya dümen suyundaki bu kadar insanın, değişken ve otoriter bu kişiliğin zorbalığına nasıl olur da katlandığını merak ederiz.

Neden? Bazı kişilerin yetersiz, katı, kontrolsüz değişken davranışlar içinde olduğunu, neden başkalarına karşı duyarsız ve olumsuz davranışlar sergilediğini hiç düşündüğünüz olmadı mı?

Evet, liderlik vasfına sahip olmayan kötü liderler(!) ayrımcı, saldırgan ve kibirlidir. Başkalarını küçümseyen, sürekli bir rakip yaratarak organizasyon standartlarını aşağıya çeken, değerleri değiştirme konusunda kendine kişisel yetki veren, ben merkezli ve ulaşılmaz kişi rüyasıyla kendi etrafında bir dünya inşa ederler. Bu kişiler, kendilerini organizasyon değerlerinin, aklın ve hatta bilimsel çalışmaların üzerinde bir kaide üzerine yerleştirerek, her zaman haklı olduğunu ve aksini öne süren herkesin acımasızca mobbinge maruz kalacağı kapalı bir alan yaratırlar. Sonuç olarak kasıtlı ve etik olmayan davranışlarla kendini haklı çıkarma mekanizmaları oluşturur.

İnsanları kullanırken, onları başarısızlığa mahkum etmek için önce iş yükü içinde bocalamalarını sonra da bunu başarısızlık olarak nitelendirip kişilere karşı zorbalık yapmak için bir bahane olarak kullanır. Kişilerin hareketlerini taciz edercesine izleyerek ve onları kontrolü altına almak için ilk tehdit belirtisinde disipline etmek görüntüsü içinde kurumsal kontrol sistemlerine başvurur. İş akışına ve kişilerarası ilişkilere müdahale etmek için organizasyon yapılarını kötü amaçlarla kullanmaktan asla kaçınmaz.

Başkalarına karşı üstün olduklarını ve farklı ayrıcalığı hak ettiğini düşünen bu kişiler yarattıkları olumsuz gücü de sembollerle de görselleştirir. Nasıl mı? Her şeyin en lüksüne yönelir, özel mekanlar yaratır, çok fazla toplantı yapar, gereksiz raporlar talep eder, mikro yönetim sergiler, ceza yöntemine çok sık başvurur ve sindirmeye odaklanır. Her düşüncesi, söylemi veya kararı haklıdır. Yasal işlem tehditleri ve misilleme ve hatta izolasyon korkusu kültürünü aşılamak için çalışanların sürekli olarak zayıflatır.

Cevaplanması gereken soru

Burada cevaplanması gereken basit bir soru var: Çevresindeki birkaç şakşakcının gazına gelerek kendini bir süper kahraman olarak düşünen veya ilan edene mi yoksa gerçek bir lidere mi ihtiyacımız var?

Diğer taraftan düşünce çeşitliliği olmadan yenilik engellenir, yaratıcılık durgunlaşır, girişimler durabilir ve sonuçta tek başına organizasyonu kurtaramazsınız. Gerçeğin tamamını görebilmek için meselelere farklı perspektiflerle yaklaşmak gerekiyor. Bütünsel bir bakış açısı. Buzu kırmak kolaydır ama onu incelemek ve değer yaratmak daha önemlidir. İnsanları sürekli savunma durumunda bırakmamak, yargılama veya öfke olmadan önemli temel değerleri ve inançları nasıl tartışacağımızı öğrenmek ve ustalaşmak daha önemlidir.

Tabii ki bu konular kötü liderlerl(!) için zordur. Everest’e tırmanmak gibi: Güzel, görkemli ve bazen tehlikelidir. Zirveye ulaşmak çok fazla cesaret, zaman, ekip, ekipman ve koşulların uygunluğunu gerektirir.  Ancak zirvelerin bir büyüsü vardır, ilham kaynağıdır ve liyakatin karşısında size bir başarı hissi yaşatır. Huzur ve enerji kaynağıdır.

Evet, o zirvelere liyakatsiz olanların çıkması zordur ve bu nedenledir ki eksiklik ve yetersizliklerini örtmek ve kaos yaratmak için çıkmaz sokakları tercih eder. İnsanları huzursuz eder ve sadece kendi çıkarlarını gözeterek kısır döngü yaratan bir anlayış sergilerler.

Siz de bu konudaki deneyim ve düşüncelerinizi paylaşarak, yorumlarınızla konuya zenginlik katabilirsiniz.

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir