Stratejik Bir Öncelik: İnsanları Yönlendirmek

Photo by Andres Garcia on Unsplash

Organizasyonu ve iş gücünü pandemi sonrası değişikliklere en iyi şekilde hazırlamak için liderlerin bir dizi kritik ve belirsizlik içeren soru üzerinde hareket etmesi gerekir. Fiziksel çalışma alanlarının revize edilmesinden sosyal aktivitelere, çalışanların beceri ve yeteneklerinden gözetimsiz çalışma alışkanlıklarına kadar. Evet, birçok konu da liderlerin hem işyerini hem de personelin bakış açılarını kesinlikle yeniden tasavvur etmeleri gerekiyor.

Özellikle yaşanan pandemi döneminde;

  • Şirketlerin hızla değişen ortamlara uyum sağlamak,
  • Değişimlerden yararlanmak,
  • Hedef kitleyi ve ihtiyaçlarını yeniden belirlemek,
  • Gerektiğinde ürün değişikliğine gitmek
  • Yeni süreçlerdeki olası hareketleri tahmin edebilmek gibi beklentileri görebilmek için pes etmek yerine değişimlere yelken açabilme cesaretini göstererek varsayımlarımızda esnek olmayı gerekli kıldığı tecrübe edilmiştir.

Yeni stratejiler değişimleri zorunlu kılar.
Yeni stratejiler iş yerimizde değişiklikleri zorunlu kılıyorsa, aynı stratejiler kesinlikle hem liderler hem de çalışanlar olmak üzere iş gücünün daha yakından incelenmesini gerektirir. Bu yeni talepleri karşılamak için aynı zamanda organizasyonları oluşturan insanların da doğru yönlendirilmesi gerekir. İnsanları yönlendirmek, çalışanları bir organizasyonun stratejik yönü ile uyumlu olan işleri veya rolleri doldurabilmeleri için yeniden eğitmeye odaklanan bir “yetenek yönetimi” biçimini ifade eder. Çalışanları yeniden vasıflandırma ve güçlendirme yoluyla yarına hazırlamak, belirsizlik dönemlerinde kişilerin şaşkınlık veya tepkisizlik yerine farklı bakış açıları ile projelerde yaratılacak değişimlere katkı sağlar.
Liderlere düşen önemli bir görev de şirketin yeni yönünü hem anlamak hem de açıkça tanımlamaktır. Çünkü belirsizlik dönemlerindeki şartlar, anlayış ve hatta alışkanlıklar değişmeye başlar. O halde yeni bir soruyla karşı karşıya kalıyoruz: Organizasyonun yeni yönü ne olmalı? İşte bu soruyu yanıtladığımız da önemli bir başka soruya odaklanmak ve bu soruyu mutlaka yanıtlamamız gerekir: Ekibi yönlendirebilecek ve organizasyonunun bütünlük içinde hareket etmesini sağlayacak liderlere sahip miyiz? Pozitif enerjiye sahip ve etkin liderlik her zaman önemlidir ancak özellikle strateji değişikliği sırasında kritik olup:

  • Değişim planları ve çalışanların eksiklikleri belirlemeye hazır,
  • Yetkin iletişimci,
  • Ayırt edici ve hızlı kararlar verebilme yetkinliğine sahip olmalıdır.

Organizasyonun değişen stratejik yönüne uyum sağlamak için işgücünün (nicelik, kalite ve konum) değişimi gerekir. Bunun için belirli beceriler ve yetkinlikler gereklidir. Bu konu da organizasyonu ileriye taşımak isteyen liderler için son derece önemli olan beş liderlik yetkinliği;

  1. Yapısal analiz. Maalesef birçok çalışan, ileride yaşanabilecek pişmanlıklardan kaçınabilmek için her ne kadar kabul etmese de statükoyu tercih etmektedir. Küçük ve hatta orta düzey yöneticiler, kuruluşlarının temel yapısını değiştirmek için gereken yetki, cesaret veya bakış açısına nadiren sahip olurlar. Şimdi, çalışanların yeni konumlarda veya yeni pozisyonlarda çalışabileceği bu dalgalanma zamanında, tüm liderler gözlerini açık tutmalı ve daha fazla verimliliğe yol açabilecek organizasyon yapısında değişiklikler önermekten ve uygulamaya geçmekten kaçınmamalıdır.
  2. Değişimi bağlamsallaştırma. Değişim yolculuğu yorucu hatta korkutucu olabilir. Hatta öyledir. Organizasyondaki büyük veya küçük değişimler, sürecin dışında bırakılmış çalışanlar üzerinde korku ve hayal kırıklığı yaratma gücüne sahiptir. Liderlerin, bu değişikliklere odaklanması ve değişimi bağlamsallaştırması gerekir. Lider, değişimin amacına odaklandığında, çalışanlar da organizasyonla birlikte hareket edecektir.
  3. İlişki kurmak. Personel üyeleri ve diğer paydaşlar arasında birliktelik duygusunu sürdürmek ve şirket genelinde ilişkiler geliştirmek ve sürdürmek, çalışanları ve yöneticileri motive eder ve moralleri yüksek tutar. Bu ilişkileri kuran liderlerin sevgi ve saygı görebile olasılığı da yüksektir. Etkili liderler, kendileri ve çalışanları arasındaki iletişim hatlarının açık olmasını ister; güven ve karşılıklı anlayış üzerine kurulu güçlü ilişkiler tam da bu nedenle önemlidir.
  4. Empatiyi benimsemek. Çalışanlara yeni beceriler kazandırmak statükoya ve belirsizliklere karşı bir meydan okumadır. Çalışanın yeni bir beceri seti edinmesi için gereken zaman hatta gösterdiği çaba,  hantal ve yorucu olabilir. Buna ek olarak, bazı pozisyonlardaki kişilerin saha dışında çalışmaya devam etmelerine izin verilirken, diğerlerinin yüz yüze operasyonlara geri dönmesi gerekiyorsa, bu kararların verilmesiyle kişilerarasında çatışma yaşanabileceği gerçeğini de ekleyin. İyi liderler, çalışanları dinler ve onlarla birlikte çalışmaya çalışır. Pandemi bir yıldan fazla bir süre tüm sektörleri alt üst etti ve yarattığı muğlak ve karmaşıklığı olumlu yöne çevirmek de aynı derecede stresli yaratabilir. Diğer taraftan sadece şirketi değil çalışanların, görev tanımı veya pozisyonlarında yapılacak değişikliklerle ilgili endişelerinin ardındaki nedenleri ve mantığı dinlemek için zaman ayırmak, onları anlamaya çalışmak liderlerin nasıl empati gösterdiğini ve onlar için de gerçekten endişe duyduğunu gösterir.
  5. Kişisel dayanıklılık. Çalışanları birbirine bağlı, motive ve pozitif enerjiye sahip olarak tutmak hem kişisel denge hem de şirketlerin dengesi için önemlidir. Bu arada liderlerin de kendine dikkat etmesi gerekir. Sanal toplantılar artmasına rağmen dengeli bir program sürdürebilmeli. İş ve özel hayatı arasında sınırlar belirleyerek işbirliği, planlama ve üretim için zamanını yönetebilmeli.

Pandemi dönemi sonrası şirketler yeniden kendi normallerine döndüğünde iş ortamları farklı olacak, ancak değişmeyen şey ister işyerinde ister evden olsun, şirketlerdeki işi yapan “insan”lardır. Bu nedenle günün getirdiği problemlere odaklanırken; yaşanabilecek karmaşık, muğlak ve belirsizlik durumlarına karşı şirketi ve çalışanları en iyi şekilde hazırlamak, nasıl yönlendireceğimizi ihmal etmemek ve şimdiden düşünme zamanıdır. Ancak o zaman herkes yalnızca ne yaptığını değil, aynı zamanda şirketin nereye gittiğini de daha kolay kavrar.

Yerinde ve doğru iş gücüne sahip miyiz? Şirketimin ve ekibimin yeni yönü nedir? Bu soruların cevabını erdiğinizde, ek bilgi toplamanın ve liderlikle ilgili şu soruya odaklanmanın zamanı gelmiştir: “Bizi yönlendirecek doğru liderlere sahip miyiz?

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir