AVUKATLIK & HUKUKİ DANIŞMANLIK & ARABULUCULUK
AVUKATLIK & HUKUKİ DANIŞMANLIK & ARABULUCULUK

Düğünde Takılan Ziynet Eşyasının İadesi Davası

Designed by Freepik

Ziynet Eşyası: Bireyin üzerinde hakimiyet sağlayabildiği, kişi ve hayvanlar dışındaki ekonomik değer taşıyan cismani varlık olarak tanımlanan eşyadır ve taşınır eşya niteliğine haizdir. Ziynet eşyası kıymetli madenlerden oluştuğu için dolaylı olarak yatırım amacına da hizmet edebilir. Ancak esas amacının süslenme olduğu göz önünde bulundurularak, sadece kadın veya erkeğin üzerinde süs eşyası olarak taşıyabileceği takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmelidir. Kural olarak her iki grup da misli eşya niteliği taşır. Bir tedavül aracı olan ve misli nitelikte taşınır eşya niteliği taşıyan para da uygulamada eşlerden biri tarafından açılan ziynet eşyasının iadesi davasına konu edilmektedir. Her ne kadar ziynet eşyası davasına konu ediliyor ise de kıymetli maden olmayan para, ziynet eşyası değildir. Farklı uygulamalar olmakla birlikte, düğünde takılan paraların tam değeri biliniyorsa veya bilinebilecek durumdaysa, altınlardan ayrı tutularak bu paralara istinaden belirsiz alacak davası açmak yerine bedelin tamamı üzerinden dava açılması ya da kısmi dava açılması gerekebilir.

Taraflar arasında ziynet eşyalarının paylaşımı konusunda anlaşma mevcut ise paylaşım bu anlaşmaya göre gerçekleştirilir. Ziynet eşyalarının paylaşımı konusunda taraflar arasında anlaşma bulunmadığı takdirde yerel örf ve adetin varlığı iddia ve ispat edilirse bu kurala göre paylaşım gerçekleştirilir. Aksi takdirde erkeğe ve kadına takılan/verilen ve ekonomik değer taşıyan her şey kural olarak kendilerine aittir. Ne var ki takılar içinde karşı cinse özgü (kadına ya da erkeğe özgü) bir şey varsa o cinse verilmiş sayılır. Özgü olma konusunda çekişme varsa ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılmalıdır. Bilirkişi incelemesi sonucunda o şeyin her iki cinse özgü olduğu belirlenmişse o şey takılan/verilen eşe ait olur. Takı sandığı/torbasına konulan ekonomik değer taşıyan şeyin aidiyeti konusunda; konulan şey kadına ya da erkeğe özgü bir şey ise o cinse verilmiş sayılır, o şeyin her iki cinse özgü olduğu belirlenmişse ortak kabul edilmelidir. (Y2HD)

Düğünde Takılan Ziynet Eşyaları Davası: Evlilik sırasında gelin veya damada hediye edilen altın, para, mücevher gibi değerli eşyaların kime ait olduğuna ilişkin ortaya çıkan anlaşmazlıkların çözümünü sağlayan bir hukuk davasıdır. Bu davalar, boşanma davası ile birlikte talep konusu yapılabileceği gibi ayrı bir dava ile de talep edilerek, aynen veya nakden iadesi talep edilebilir.

Kadına ait altınlar düğün borçları, kocanın borçları, evin ihtiyaçları vs. nedenlerle bozdurulmuş olabilir. Kadının dava konusu altınları kocasından geri istememek üzere verdiğine ilişkin bir delil yok ise kadının ziynet alacağı davasının kabulü gerekir. Dosyadaki mevcut belge ve bilgiler ve tanık beyanları karşısında davacı kadının ziynetlerini bir daha geri almamak üzere kocasına bağışladığı kanıtlanamamıştır. (Y6HD)

Ziynet Eşyasına İlişkin Davalarda İspat ve İspatın Konusu: Ziynet eşyasına ilişkin davalarda da ispat faaliyetlerine başlanabilmesi için öncelikle ispatın konusu tespit edilmelidir. İspatın konusunun belirlenebilmesi için öncelikle iddia edilen vakıalara bakılması gerekir. Örneğin eşlerden biri ziynet eşyasının diğer eşte kaldığını iddia ediyorsa, öncelikle ziynet eşyasının varlığı ispat edilmelidir. Bu örnekte ispatın konusu öncelikle ziynet eşyasının varlığıdır. Bu bağlamda ziynet eşyasına ilişkin davalarda ispatın konusunu ziynet eşyasının varlığı, ziynet eşyasının diğer eşe verilmesi yahut diğer eş tarafından eşyaya el atılması, ziynet eşyasının diğer eşte kalması, bağışlamanın geri alınması halinde yine diğer eşe ziynet eşyası bağışlandığı ve bağışlamanın geri alınması sebebi oluşturur.

İspatın konusu tespit edildikten sonra ispat konusu vakıaların kim tarafından ispat edileceğinin tespiti, ispat yükü ile ilgilidir. İspat yükü üzerine düşen taraf, ispatın konusunu ispatlamalıdır. Onun için ispat bir zorunluluk değil, bir külfettir. Bu yüzden ispat yükünü(külfetini) yerine getirmeyen taraf ispata zorlanamaz. Tarafın ispat yükünü yerine getirmemesi sadece, davada aleyhine hüküm kurulması sonucuna yol açabilir. Eşler arasındaki malvarlığı uyuşmazlıklarıyla ilgili “İspat” başlıklı TMK. m. 222/I maddesindeki düzenleme de önemlidir. TMK. m. 222/I “Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” düzenlemesini içermektedir. Hükme göre bir malın kendisine ait olduğunu iddia eden eş, öncelikle bu iddiasını ispatlamalıdır.

Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Hayat deneyimlerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bu durumda, davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve evlilik birliği içinde elinden zorla alınıp, bozdurulduğunu ispat yükü altındadır. (Y3HD)

Ziynet eşyasına ilişkin davalarda ispat yüküne ilişkin HMK. m. 190‟daki düzenleme uygulama alanı bulur. Buna göre ziynet eşyasına ilişkin diğer taraftan bir talebi olan taraf, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Ziynet eşyasının iadesine yönelik davalarda ispat yükünü, dava türlerine ve bağışlama, bağışlamanın geri alınması, bağışlama sözünün ifasına yönelik vb. hukuki nedenlere göre ayrı ayrı ele almakta fayda vardır. Kadının olağanüstü koşullarda evden ayrılması halinde kadın sadece ziynet eşyasının varlığını ve evde kaldığını ispat etmek külfetini taşır. Bu durumda kadın ziynet eşyasını yanında neden götürmediğinin ispat etmekle yükümlü değildir. Olağanüstü koşullara örnek vermek gerekirse; kadının evden aniden kovulması, olağan koşullarda evden ayrılması ancak bir daha eve alınmaması gibi haller bu kapsamda sayılabilir255. Böyle bir kabule gidilmesinin nedeni, alışılmış hayat tecrübelerine göre bir kadının ziynet eşyasını evinde sakladığının kabul edilmesidir. Kadının aniden evden kovulması halinde ziynet eşyasını yanına alamayacağı, hayatın olağan akışına uygun olandır.

Yargıtay içtihatlarında, evlilik birliği içerisinde kadın tarafından erkeğe verilen ziynet eşyasının iade edilmek üzere verildiği karine olarak kabul edildiği daha önce ifade edilmişti. İşte bu hallerde ziynet eşyasının kadın tarafından erkek eşe verildiği ispat edilmişse, ispat yükü yer değiştirmektedir. Erkek eşin, ziynet eşyasının kendisine iade edilmemek üzere verildiğini ispat etmesi gerekmektedir.

Diğer Eşe Ödünç Verilen Ziynet Eşyasının İadesine Yönelik Davalarda İspat Yükü: Kadın tarafından erkek eşe ziynet eşyası verilmesinin kural olarak iade edilmek üzere verme olduğu, bunun da tüketim ödüncü sözleşmesinden başka bir şey olmadığı daha önce ifade edilmişti. Kadın eş lehine Yargıtay içtihatlarında böyle bir karineye yer verildiği için, kadının ziynet eşyasını erkeğe verdiğini ispatlaması yeterlidir. Bu durumda erkek eşin, ziynet eşyasını kadına iade ettiğini ya da kadının ziynet eşyasını iade edilmemek üzere kendisine verdiğini ispat etmesi gerekir. Ancak evlilik birliği içerisinde erkek eş tarafından kadına, ziynet eşyası verilmesi halinde bunun karine olarak bağışlama kabul edildiği unutulmamalıdır. Erkek eşin, ziynet eşyasını kadına, ödünç olarak verdiği yönünde bir iddiası varsa bu iddiasını ispat külfeti altındadır. O hem kadın eşe ziynet eşyası verdiğini ispat etmeli hem de ziynet eşyasını ödünç olarak verdiğini ispat etmelidir.

Ziynet Eşyasına İlişkin Davalarda İspat Araçları:

  • Belge ve Senet:

Çeyiz senedi; çeyiz eşyasına ilişkin açıklamaların yer aldığı Çeyiz senedinde, belirlenen eşyanın kim tarafından alındığının / alınacağının açıklaması bulunur. Çeyiz senetlerinde, çeyiz eşyası ile birlikte ziynet eşyasına ilişkin açıklamalar da yer alabilir. Çeyiz senedinde ziynet eşyasına ilişkin belirleme bulunması halinde çeyiz senedi özellikle, dava konusu ziynet eşyasının varlığına kesin delil teşkil eder. Çeyiz senedi ayrıca; ziynet eşyasının aidiyetine, teslimine ilişkin de kesin delil teşkil eder. Talepte bulunanın iddiasını kesin delille ispatlaması halinde, diğer tarafın iddia edilenin aksini kanıtlaması gerekir. Çeyiz senedinin aleyhe delil olabilmesi için, aleyhine delil olacak kişinin imzasının bulunması zorunludur.

Mihr senedi: Mihr senedi, kadına evlenme dolayısıyla erkek ve / veya ailesi tarafından verilen / verilecek olan ziynet eşyası hakkında belirleme yapmak maksadıyla düzenlenir. Mihr senetleri, geçerli belgelerden sayılmaktadır. Bağlayıcılık açısından; mihr senedi kimin aleyhine delil teşkil edecekse senette onun imzasının olması zorunludur. Örneğin, erkek veya üçüncü bir kişi tarafından kadına ziynet eşyası bağışlama sözü verilmiş ancak bu söz yerine getirilmemişse, mihr-i müeccele ilişkin senette erkeğin veya ziynet eşyası bağışlama sözü veren üçüncü kişinin imzasının bulunması zorunludur.

Fotoğraf ve video kaydı: Fotoğraf ve video kayıtları, ziynet eşyasının varlığı konusunda ispat araçlarıdır. Özellikle evlilik merasimlerinde taraflara takılan ziynet eşyasının kime takıldığı, eşyanın cinsi ve sayısı konusunda fotoğraf ve video kaydı önemli bir ispat aracıdır.

Davacı tespit dilekçesinde 29 adet çeyrek altından söz etmiş ise de incelenen video bandında bunların 23 adet olduğu tespit edilmiştir. Kalan 6 adet çeyreğin varlığı konusunda delil ibraz edilmemiştir. Tespit dilekçesinde gösterilen diğer ziynetlerin de kadına ait olduğu ve davalıda kaldığı toplanan delillerle sabittir. Mahkemece 23 adet çeyrek ile, tespit dilekçesinde gösterilen diğer ziynetlerle ilgili davanın kabulü gerekirken… (Y2HD)

  • İkrar: Mahkeme dışında yapılan ikrar takdiri bir delildir. Ancak mahkeme önünde yapılan kesin bir delildir ve ikrarı yapan tarafı doğrudan bağlar. Sulh görüşmeleri sırasında yapılan ikrar ise tarafları bağlamaz. Maddi bir hatadan kaynaklanmadıkça ikrardan dönülemez. İkrardan dönülebilmesi için ikrar edenin, ikrarını maddi bir hatadan kaynaklanan nedenle yaptığını ispat etmesi gerekir. Ziynet eşyasına ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalarda da ikrar, önemli bir delildir. Taraflardan birinin kendisi aleyhine ileri sürülen bir vakıayı ikrar etmesi, o vakıanın ispat edilmesi sonucunu doğurur276. Karısının ziynet eşyasını düğün borçları için bozdurduğunu beyan eden bir erkek, bu ikrarı ile bağlıdır ve kadının ziynet eşyasının erkek tarafından tüketildiği kesin olarak ispat edilmiş olur. Bu durumda ispat yükü yer değiştirerek erkeğin, ziynet eşyasının kendisine iade edilmemek üzere verildiğini ya da ziynet eşyasını kadına iade ettiğini ispat etmesi gerekir.
  • Yemin: Ziynet eşyasından doğan uyuşmazlıklarda da iddiada bulunan taraf, usulüne uygun şekilde yemin deliline dayanmış olmak koşuluyla diğer tarafa yemin teklif edebilir. Yemin çekişmeli ve tarafların bizzat vakıf olduğu vakıalara ilişkin olabilir. Bu bağlamda kendisine ziynet eşyasına yönelik iade talebiyle başvurulan bir erkek, karısına “senden almış olduğum ziynet eşyasını sana iade etmedim mi?” şeklinde kadına yemin teklif edebilir. Yemini edadan kaçınan aleyhine iddia konusu vakıa, ispat edilmiş olur. Erkek ve babasının kadının ziynet eşyasını iş ve eylem birliği içerisinde hareket ederek aldığı olayda; bu konuda kendilerine teklif edilen yemini kocanın eda etmesi ancak kayınpederin yemini edadan kaçınması halinde yemini edadan ancak koca yararlanır. Bu durumda kadın, kayınpederi yönünden ispat külfetini yerine getirmiş olur.

Ancak teklif olunan yemin davalılardan Hacı Çetin tarafından eda edilmiş, diğer davalı Alaaddin Çetin ise yöntemine uygun şekilde tebliğ olunan yemin davetiyesine rağmen duruşmaya gelmediğinden teklif edilen yemini eda etmekten kaçınmıştır. Bu durumda mahkemece adı geçen davalı yönünden ziynet eşyasına ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken… (Y6HD) 

  • Tanık: Ziynet eşyasına ilişkin hukuki içlemlerden doğan uyuşmazlıklarda tarafların ziynet eşyasının varlığına, kim tarafından kime verildiğine, ziynet eşyasının kimde kaldığına ilişkin konulardaki iddialarında tanık dinlenebilir. Ancak ziynet eşyasına ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalarda tanık delili senet delilinin aksine kesin delil olmayıp, takdiri delildir.

Zamanaşımı: Ziynet eşyasına ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar da genel olarak bir alacak talebini içerdiğinden, bu alacak talepleri de zamanaşımına tâbidir.

  • Ziynet eşyasına ilişkin bağışlama sözü verilmesi halinde kadının alacağı, sözün verilmesi tarihinden itibaren on yıl sonra zamanaşımına uğrar. Ziynet eşyası bağışlama sözünün verilmesinden sonra tarafların evlenmesi halinde; evlenme tarihine kadar zamanaşımı süresi işler, evlilik süresince ise zamanaşımı süresi durur. Evliliğin sona ermesinden sonra ise zamanaşımı süresi, kaldığı yerden işlemeye devam eder.
  • Ziynet eşyasının ödünç sözleşmesine konu edilmesinde de on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır. Ancak TBK. m. 153/I-b.3‟teki evliliğin devam süresince eşler arasında zamanaşımının işlemeyeceği yönündeki düzenleme unutulmamalıdır.
  • Evlilik birliği içinde diğer eşe verilen ziynet eşyasının iadesine yönelik davalarda iade borcunun zamanaşımına tâbi olup olmadığı belirlenirken, ziynet eşyasının mevcut olup olmadığı belirleyici nokta olmaktadır. Eğer ki ziynet eşyası halihazırda tüketilmemişse, paraya çevrilmemişse ve talepte bulunan eş aynen iade talep etmiş ise, eşin talebi mülkiyet hakkına dayalı olduğundan herhangi bir zamanaşımı süresi olmaz. Ancak ziynet eşyası mevcut değilse; yani diğer eş tarafından elden çıkarılmışsa iade talebi mülkiyet hakkına yönelik değil, ziynet eşyasının değerine(tazminata) yönelik olduğundan, alacaklarda genel zamanaşımı süresi olan on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır

Yetkili ve Görevli Mahkeme: Ziynet eşyası uyuşmazlıklarda doğan davalarda boşanma davaları ile ilgili TMK. m.168‟de düzenlenen yetki kuralları uygulanmaz. Çünkü ziynet eşyasından doğan uyuşmazlıklar boşanmaya (evliliğin sona ermesine) bağlı uyuşmazlıklar olmayıp, evlilik devam ettiği sürece de bu uyuşmazlıklarla ilgili dava açılabilir. Ziynet eşyası uyuşmazlıklarından doğan davalar ile ilgili özel bir yetki kuralı düzenlenmemiştir. Bu durumda HMK. m. 6‟da düzenlenen yetki kuralı ziynet eşyasından doğan uyuşmazlıklarda da uygulanır. Maddeye göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Buna göre ziynet eşyasından doğan uyuşmazlıklarda yetkili mahkeme; davalının, davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeridir. Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir.”

Ziynet eşyasının konu edildiği hukuki işlemler sonucu açılacak davalara bakmakla görevli mahkemeler üç başlık altında incelenebilir. Bunlar: Ziynet eşyası bağışlamasının ve bağışlama sözünün geri alınmasında görevli mahkeme genel görevli mahkemeler olan asliye hukuk mahkemeleri; Ziynet eşyasının evlilik birliği içerisinde diğer eş tarafından kullanılması/tüketilmesi halinde diğer eşin iade talebinin TMK. m. 222/I’de belirtilen mülkiyet hakkına dayandığı kabul edilmektedir. Bu durumda 4787 sayılı Kanun gereği görevli mahkeme, aile mahkemeleri olmaktadır. Açılacak bir davaya hukuki neden olarak ödünç sözleşmesine dayanılacaksa görevli mahkeme genel görevli mahkemeler olan asliye hukuk mahkemeleri olacaktır.

 

Kaynakça:

  • 4721 Sayılı TMK
  • 6100 Sayılı HMK
  • 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun
  • KOÇAK DİKER, Duygu, BAĞ CANBAZ, Elvan, Eşlere Verilen Ziynet Eşyası Üzerindeki Hak Sahipliği
  • ÖZYÜREK, Mehmet, Evlilik Birliğinde Ziynet Eşyasının Bağışlama ve Tüketim Ödüncüne Konu Edilmesi
  • Yargıtay Kararları

 

“Hukuki konularda hak kaybına uğramamak için avukatınızdan destek almanızı tavsiye ederiz.”

 

Bu makale, makalenin yazım tarihi itibarıyla yürürlükte olan mevzuat dikkate alınarak Av. Arb. Erol Aslan tarafından hazırlanmıştır. Her olaydaki maddi vakalar ve özellikleri ile bunların uygulama ve sonuçları farklı olacağından, bu makale yalnızca bilgilendirme amaçlı olarak hazırlanmış olup, bir hukuki görüş veya öneri teşkil etmez ve bu şekilde yorumlanamaz.

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu sayfanın içeriğini kopyalayamazsınız