Designed by Freepik
Eklenecek değerler, m.229: Aşağıda sayılanlar, edinilmiş mallara değer olarak eklenir:
-
-
- Eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar,
- Bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler.
-
Bu tür kazandırma veya devirlere ilişkin uyuşmazlıklarda mahkeme kararı, davanın kendisine ihbar edilmiş olması koşuluyla, kazandırma veya devirden yararlanan üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir.
Mal Rejimi Tasfiyesinde İşlem Tarafı Olmayan Diğer Eşin Maddi Talep Haklarını Korumak: TMK. m.229 hükmüne dayanan talepler sadece eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanması halinde ileri sürülebilir ve katılma alacaklısı eşi koruyan emredici nitelikte bir hükümdür. Tasfiyede yapılacak ekleme, sadece mal rejimi devam ederken, edinilmiş mal grubuna giren malvarlığı değerleri için talep edilebilir ve m.229 kapsamındaki talepler katılma alacaklısı eş tarafından ileri sürülebilir. Katılma alacaklısı eş eğer ölmüşse, bu kapsamındaki talepler mirasçılar tarafından da ileri sürülebilir. Kişisel mal grubuna giren mal varlığı değerlerine ilişkin talepler ise bu kapsamında değerlendirilmez. Aynı şekilde hüküm kapsamındaki talepler katılma borçlusu yani söz konusu hukuki işlemi yapan eşe, eğer eş ölmüşse mirasçılarına karşı ileri sürülmelidir. Bu tür kazandırma veya devre ilişkin uyuşmazlıklar mahkeme kararı, davanın kendisine ihbar edilmiş olması koşuluyla, kazandırma veya devirden yararlanan üçüncü kişiye karşıda ileri sürülebilir. Kazandırma yapılan kişi m.241’deki şartlarla elde ettiği kazandırmayı iade ile yükümlüdür. Mal rejiminde tasfiyenin amacı, eşlerin malvarlığı değerlerini gruplara ayırarak rejime özgü alacak kalemi olan değer artış payı alacağı ve artık değere katılma alacağının belirlenmesidir.
Mal Rejiminin Sona Erme Hali: Edinilmiş mallara katılma rejiminin sona erme halleri m.225 hükmünde düzenlenmiştir. TMK. m.225/I hükmüne göre, edinilmiş mallara katılıma rejiminde, eşlerden birisinin ölmesi ile evlilik akdi son bulacak ve mal rejimi de sona erecektir. Bu durumda, mal rejiminin tasfiyesi Aile Mahkemesi’nin, mirasın tasfiyesi ise Sulh Mahkemesi’nin görev alanına girer. Mal rejiminin sona erme anı ise ölüm tarihi olarak kabul edilir. Yine, m.225/2’ye göre mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesi hallerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Karşılıksız kazandırmanın eklenecek değer olarak talep edilebilmesi için, mal rejiminin sona erme anından önceki bir yıl içinde yapılmış olması gerekir.
Devirlerin Ek Değer Olarak Eklenebilmesi İçin Aranan Unsurlar: Eşlerden birinin mal rejimi devamı süresince diğer eşin tasfiyeden mal kaçırma kastını taşıması veya katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirlerin edinilmiş mallara tasfiye sırasında ek değer olarak eklenebilmesi için aranan unsurlar;
- Eşin malvarlığı değerini üçüncü kişiye devretmesi,
- Eşin katılma alacağını azaltma kastı,
- Devrin mal rejiminin devam ettiği süre içinde yapılması,
- Eşin yaptığı devrin konusu,
- Eşin yaptığı devirde diğer eşin rızasının önemi,
- TMK m.229 hükmüne göre eklemenin gerçekleştirilmesi.
Kazandırmanın Edinilmiş Mal Grubundan Yapılması: Karşılıksız kazandırmaların ve eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirlerin değer olarak eklenebilmesi için eşlerin edinilmiş malvarlığı değerlerinden yapılması gereklidir. Kişisel mallar mal rejiminin tasfiyesinde artık değer hesabında dikkate alınmaz ve değer eklemesi yapılmaz.
Mal Rejimi Tasfiyesinden Önceki Bir Yıl İçinde Üçüncü Kişi Lehine Yapılan Karşılıksız Kazandırmalar: Eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde, diğer eşin rızası olmadan olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar, tasfiye hâlinde edinilmiş mallara değer olarak eklenir. Mal rejimi süresince yapılan her karşılıksız kazandırma anılan hüküm kapsamında değerlendirilmez. İlk olarak yapılan bu karşılıksız kazandırma sağlararası bir hukuki işlem niteliğinde olmalıdır. Ölüme bağlı tasarruflar, m.229 kapsamında karşılıksız kazandırma olarak değerlendirilemez. Bu karşılıksız kazandırma tasfiyeden önceki bir yıl içinde yapılmalı ve kazandırmaya ilişkin hukuki işleme, diğer eş rıza göstermemiş olmalıdır. Miktarı ne olursa olsun her karşılıksız kazandırma m.229 kapsamına dahil edilemez. Sadece olağan hediyeler kavramındaki miktarı aşan karşılıksız kazandırmalar değer olarak tasfiyede dikkate alınır
Annesinden oğlu davalıya yapılan bu devrin bağış olarak kabul edilmesi gereklidir. Bu fiili karinenin aksini ispat yükü davacı taraftadır. Davacı taraf parası ödenerek taşınmazın davalının annesinden satın alındığını ispat etmediğine göre satış işleminin gerçek olmadığının kabulü gerekir. (Y8HD)
Mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde yapılmamış bir karşılıksız kazandırmada eşin katılma alacağını azaltma kastı yoksa eklenecek değer olarak talep edilemez. Bu nedenle mal rejiminin sona erme anının belirlenmesi yapılan karşılıksız kazandırmanın m.229 kapsamına dahil edilip edilmemesi açısından önemlidir.
Kazandırmanın Üçüncü Kişiye Yapılması: Üçüncü kişiye yapılan bu kazandırma neticesinde bir karşılık alınmamış yani karşılıksız kazandırma niteliğinde olmalıdır. Bağışlama, vakıf kurma, ibra, borçtan kurtarma, çeyiz verme, miras payının devri gibi hukuki işlemlerde karşılıksız kazandırma yapıldığı kabul edilmektedir. Kural bu olmak birlikte bazen, malın mülkiyeti eşin mal varlığına girmeden doğrudan üçüncü kişinin malvarlığına dahil olabilir. Yargıtay bir kararında, böyle bir durumda şartları oluşmuşsa, üçüncü kişinin malvarlığında olan değerinde m.229 kapsamına dahil edilerek tasfiyede dikkate alınması gerektiğine hükmetmiştir. Örneğin, eşin bir malvarlığını doğrudan annesi adına alması bu kapsamdadır. Farklı bir kararında da dava konusu yapılan ve üçüncü kişiye kayıtlı taşınmazlarla ilgili tasarrufun iptali davası açılmışsa, bu dava bekletici mesele yapılıp ona göre karar verilmesi gerektiğine karar vermiştir. Karşılıksız kazandırmanın, m.229’a göre eklenecek değer olarak talep edilebilmesi için, kazandırmada bulunan eşin, diğer eşin katılma alacağını azaltma kastının bulunması şart değildir. Sağlığında ortak olmayan çocuklarının borcunu kapatmış, yurtdışı dil eğitimi için finans sağlamış veya kamuya hizmet veren önemli bir derneğe bağışta bulunmuş ya da anne/babasına yardımda bulunmuş dahi olsa diğer eşin katılma alacağını azalttığı ispat edilirse ve madde hükmündeki şartları sağlarsa eklenecek değer olarak talep edilebilir.
TMK m.229 Kapsamında Eşlerin Üçüncü Kişiye Karşı Dava Hakkı: Borçlu eşin malvarlığı veya terekesinden eksik Katılma alacağı karşılanmıyorsa, karşılıksız kazandırmalardan yararlanan üçüncü kişiye ancak eksik kalan katılma alacağı miktarı kadar bir alacak davası açılmalıdır. Muvazaaya ilişkin hükümler saklıdır
Karşılıksız Kazandırmada Eşin Rızası Bulunmamalı: Mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde yapılan, olağan dışı ve konusu edinilmiş mal olan ivazsız kazandırmalar ancak diğer eşin kazandırmada rızasının bulunmaması halinde tasfiyede eklenecek değer olarak talep edilebilir. Eğer eş kazandırmaya rıza göstermişse, o kazandırma mal rejimi tasfiyesinde edinilmiş mallara değer olarak eklenmeyecektir. Başka bir deyişle, kazandırmaya rıza gösteren eş, kazandırmaya ilişkin katılma alacağından vazgeçmiş olur. Ancak, bu vazgeçme, rıza veren eşin, miras hukukuna özgü tenkis talebinden vazgeçtiği anlamına da gelmez. Örneğin eş, diğer eşin yardımıyla kendi kardeşine pahalı bir kol saati hediye ediyorsa, burada diğer eşinde katkısı bulunduğu için rızanın varlığı kabul edilir. Rıza, diğer eş tarafından örtülü veya açık olarak verilebilir. Eş tarafından kazandırma anında rıza verilmeyip, mal rejimi sona erme anından önceki bir tarihte geriye dönük olarak bir rıza veya onay da verilebilir. Karşılıksız kazandırmada bulunan eş rızanın varlığını ispat etmekle yükümlüdür ve her türlü delille ispatı mümkündür.
Tasfiyeye konu taşınmazın boşanma dava tarihinden kısa bir süre önce 3. Kişiye satıldığı, daha sonra tekrar satışa konu edildiği kısa süreli satışlarla taşınmazın el değiştirdiği dosya kapsamından anlaşıldığından hayatın olağan akışına göre bu işlemlerin TMK m.229/2 uyarınca eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yapılan devir olarak kabul edilmesi gerekir. (Y8HD)
Diğer Eşin Katılma Alacağını Azaltmak Kastıyla Yapılan Devirler: TMK. m.229 hükmü gereği, eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler mal rejimi tasfiyesi sırasında edinilmiş mallara değer olarak eklenebilir. Hukuki işlemin, kazandırıcı işlem niteliğinde olması ya da ivazlı veya ivazsız olması önemli değildir. Hükmünün birinci bendinde, tasfiyeden önceki bir yıl içinde yapılan karşılıksız kazandırmalar sadece hüküm kapsamında ele alınırken, ikinci bentte böyle bir süre sınırlaması söz konusu değildir. Mal rejiminin devamı süresince yapılmış olması yeterlidir. Yapılan işlemleri kanuna karşı hile olarak atfettiği için bir süre sınırlaması koymamıştır. Örnek olarak, gündelik hayatta sıklıkla karşılaşılan, edinilmiş malların değerinin çok altına bir karşılık alarak elden çıkması gösterilebilir. Bu husus eşe karşı ve kanuna karşı aldatıcı harekette bulunma olarak değerlendirilmiştir. Devir niteliğindeki hukuki işlemi yapan eşin, diğer eşin katılma alacağını azaltma kastıyla hareket etmiş olması yani kastın varlığı yeterlidir. Üçüncü kişi iyiniyetli dahi olsa hükmün uygulanmasını engelleyemez, önemli olan işlem tarafı eşte kastın varlığıdır. Örneğin; eşlerden biri, boşanma davası açmadan altı ay önce değerli bir taşınmazını yakın arkadaşına satmışsa, bu satışın gerçek iradeye mi yoksa katılma alacağını azaltma kastına mı yönelik olduğu araştırılmalı ve azaltma kasti ispatlandığı takdirde, taşınmazın değeri edinilmiş mallara eklenmelidir.
Tarafların İspat Yükü: Eşlerin malvarlığında yer alan bütün değerler aksi ispatlanıncaya kadar edinilmiş mal kabul edileceği için devrin konusunun edinilmiş mal grubuna ait olduğunu ispat etmesine gerek yoktur. Diğer eşin eklenecek değer talebi bulunduğunda, devri gerçekleştiren eş, devrin konusunun kişisel mallara ait olduğunu veya diğer eşin katılma alacağını azaltma kastıyla bir devir yapıldığını bildiğini ve buna rıza gösterdiğini bu yüzden değer olarak ekleme yapılmaması gerektiğini ispat etmelidir.
Mahkemece, tasfiyeye konu taşınmazın satışından elde edilen paranın davalı tarafından evin ve çocukların ihtiyaçlarına harcandığını savunmasına karşı davacının harcanmadığına yönelik yeminli beyanına göre taşınmazın davacının katılma alacağını azaltma kastı ile devredildiği kabul edilerek katılma alacağına hükmedildiği, davalı adına satın alınan tasfiyeye konu … ada .. parsel .. nolu bağımsız bölümün boşanma dava tarihinden yaklaşıl iki yıl önce devredildiği anlaşılmıştır. Mal rejiminin sona erdiği tarihte tasfiyeye konu mevcut mal olmadığına göre, TMK m.229 göre eklenecek değerlerin varlığını yani, mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devir olduğunu davacının ispatlaması gerekir. (Y8HD)
Dava Açma Şartları: Eksik kalan katılma alacağının ifası için üçüncü kişilere başvurabilmesi için katılma alacağının karşılanmamış olması ve üçüncü kişiye karşılıksız kazandırma olması koşullarının bulunması gerekir. Eşlerden birinin ölümüyle mal rejimi sona erdiğinde, alacaklı eş alacağını terekeden karşılayamazsa mirasçılara başvurabilir.
Zamanaşımı: TBK m.153’de evlilik süresince eşlerin birbirlerinden olan alacakları için zamanaşımın işlemeyeceği kuralı vardır ki bu kuralın yanında evlilik akdi sona erdikten sonraki tarih için eşler arasında bir mal rejimi sözleşmesi olup olmadığına bakılır ki bu halde de eşler arasında özel bir mal rejimi sözleşmesi var ise bu süre on yıl, yok ise mal rejiminin sona ermesi ve katılma alacağının varlığının öğrenilmesinden itibaren bir yıl ve her durumda mal rejiminin sona ermesinden itibaren on yıldır.
Görevli ve Yetkili Mahkeme: Aile mahkemesi görevlidir. Eşler veya mirasçılar arasında bir mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda; Mal rejiminin ölümle sona ermesi durumunda ölenin son yerleşim yeri mahkemesi, Boşanmaya, evliliğin iptaline veya hakim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda bu davalarda yetkili olan mahkeme, Diğer durumlarda davalı eşin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir:
Kaynakça:
- 4721 Sayılı TMK
- 6098 Sayılı TBK
- YENİCE CEYLAN, Özge, Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminde Eklenecek Değerler, YBHD, Y.3, S.2018/2, s.213–243
- UYSAL, Güneş, Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminde Muvazaa
- ŞENGÜL, Tolga, Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminde Üçüncü Kişilere Yapılan Devirler ve Sonuçları
- Yargıtay Kararları
“Hukuki konularda hak kaybına uğramamak için avukatınızdan destek almanızı tavsiye ederiz.”
Bu makale, makalenin yazım tarihi itibarıyla yürürlükte olan mevzuat dikkate alınarak Av. Arb. Erol Aslan tarafından hazırlanmıştır. Her olaydaki maddi vakalar ve özellikleri ile bunların uygulama ve sonuçları farklı olacağından, bu makale yalnızca bilgilendirme amaçlı olarak hazırlanmış olup, bir hukuki görüş veya öneri teşkil etmez ve bu şekilde yorumlanamaz.