AVUKATLIK & HUKUKİ DANIŞMANLIK & ARABULUCULUK
AVUKATLIK & HUKUKİ DANIŞMANLIK & ARABULUCULUK

Katkı Payı Alacağı ve Değer Artış Payı Alacağı

Designed by Freepik

Değer Artış Payı, m.227: Eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur ve bu alacak o malın tasfiye sırasındaki değerine göre hesaplanır; bir değer kaybı söz konusu olduğunda katkının başlangıçtaki değeri esas alınır.

Artık Değer, m.231: Artık değer, eklenmeden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktardır.

Değer Artış Payı Alacağı ve Katılma Alacağı: Bir eşin diğer eşin malvarlığı edinmesine, iyileştirmesine ya da korunmasına yönelik katkı yapması ve bu katkı karşılığında hiç ya da uygun bir karşılık almaması sonucunda doğan ve ancak mal rejiminin tasfiyesi ile muaccel hale gelen, eşlerin yazılı anlaşma ile bu haklarından vazgeçebilecekleri veya pay oranını değiştirebilecekleri bir alacak hakkıdır. Eşler arasında sorun yaşandığında, yardımlaşma ve dayanışma olgusu ortadan kalktığında, eşler arasındaki manevi his zayıfladığında, eşin diğer eşin malvarlığına yaptığı maddi katkı gündeme gelir ve yapılan katkı eş tarafından talep edilir Mal rejiminin sona ermesi ile tasfiye gündeme gelmektedir. Ve tasfiye sonucunda talepte bulunan eşin katılma alacağı hesaplanır. Katılma alacağı hesaplanırken değer artış payı alacağının da hesaba etkisi bulunduğundan önem arz eden bir konudur. Dolayısıyla, eşler yasal mal rejiminin tasfiyesi anında alacağa ilişkin iki talepte bulunabilirler: Katılma alacağı ve Değer artış payı alacağıdır.

Artık değer, m.231 hükmünce öncelikle edinilmiş malların tespit edilmesi gerektiğini, daha sonra eklenecek değerler ve çıkarılacak değerlerin bulunması ve her iki değerin birbirinden çıkarılması sonucu ortaya çıkan miktarı ifade etmektedir. Eklenecek değerler; tasfiye sırasındaki mevcut edinilmiş mallar ile m.229 gereği tasfiyeye eklenecek edinilmiş mal değerleri ve kişisel mala giden edinilmiş malın karşılığından oluşmaktadır. Çıkarılacak değerler ise; diğer eşe ödenmesi gereken değer artış payı alacağı ile edinilmiş malların borçlarını ve edinilmiş mala giden kişisel malın karşılığından oluşmaktadır. Bu iki değer birbirinden çıkarıldığında elde edilen tutar artık değeri oluşturmaktadır. Katılma alacağı ise, artık değerin yarısıdır. Artık değer bulunduktan sonra m.226 gereği bu artık değerin yarısı üzerinde eşlerin katılma alacağı hakkı bulunmaktadır. TMK m. 236’ya göre, “Her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar. Alacaklar takas edilir” demektedir. Bu oran emredici nitelikte olmayıp, taraflar mal rejimi sözleşmesi ile oranı değiştirebilme hakkına sahiptirler.

Hukuki Niteliği: Değer artış payı alacağı ayni bir hak değil, nispi nitelikte ve Aile hukuku sözleşmesinden kaynaklanan bir alacak hakkıdır. Değer artış payı alacağı, mal rejimi sona erene kadar eşler açısından beklenen bir hak niteliğindedir. Yani, evlilik birliği sona ermeden değer artış payı alacağı talep edilememekte ve böyle bir alacak hakkının olup olmayacağı bilinememektedir. Değer artış payı alacağının doğumu ile birlikte artık bu alacak temlik edilebileceği gibi, rehnedilebilecek ve alacaklılar tarafından haczedilebilecektir.

Nişanlılık Döneminde Yapılan Katkı: Nişanlılık dönemi evlilikle sonuçlanmış olsa dahi ve evlilik birliğinin devamı sırasında katkı yapılan malvarlığındaki sürüm değerinde bir değer artışı olsa bile değer artış payı alacağı talep edilemez. Nişanlılar arasında yapılan katkılar TBK genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulmalıdır.

Değer Artış Payı Alacağı ile Katkı Payı Alacağının Karşılaştırılması: İki alacak arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır.

  • Katkı payı alacağı davasında hesaplama yapılırken, mala yapılan katkı oranı ile malın “dava tarihindeki” sürüm değeri çarpılarak hesaplanır. Ancak değer artış payı alacağı hesaplanırken, mala yapılan katkı oranı ile malın “tasfiye tarihindeki” sürüm değeri çarpılarak hesaplama yapılmaktadır.
  • Değer artış payı alacağında nominal değer garantisi var ancak katkı payı alacağında nominal değer garantisi söz konusu değildir.
  • Katkı payı alacağı davalarında dava tarihinden itibaren faiz işletilmekte iken, değer artış payı alacağında karar tarihinden itibaren faiz işletilmektedir.
  • Katkı payı alacağı davalarında faiz, kısmi dava açıldıysa dava tarihinden itibaren işlemeye başlar. Islah ile arttırılan kısım için ise ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmelidir.

Taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin bu oranın çarpımı ile katkı payı alacağı miktarının hesaplanması yoluna gidilmesi; davacının alacağa faiz uygulanması talebi bulunduğu takdirde de yasal faizin dava tarihinden başlatılacağının gözetilmesi şeklinde olmalıdır. (Y8HD)

Değer Artış Payı Alacağının Talep Edilmesi için aranan şartlar:

  • Eşlerden biri diğer eşin belirli bir malına katkıda bulunmuş olmalı,
  • Belirtilen bu katkının eşin bir malının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına yönelik olmalı,
  • Yapılan katkının karşılığında hiç ya da uygun bir karşılık alınmamış olmalı ve katkıda bulunan eşin bağışlama kastı bulunmamalı,
  • Eşlerin değer artış payından vazgeçmemiş olmalıdır.

Davacının babasının davacı adına verdiği 5 milyon TL. nın evin yapımında kullanıldığı toplanan delillere göre sabittir. Bu hale göre mahkemece yapılacak iş bilirkişi görüşü de alınarak evin yapım tarihindeki davacıya ait 19/28 hisse değerinin oranını bulmak, aynı hissenin dava tarihindeki sürüm değeri belirlenip yapım tarihindeki oranı bu sürüm değerine uyarlamaktır. (Y2HD)

Değer Artış Payı Alacağının Hesaplanması: Değer artışı, katkı yapılan malvarlığının başlangıçtaki değeri ile tasfiye anındaki değeri arasındaki farktır, yani katkının yapıldığı malvarlığının sürüm değerindeki artışı ifade etmektedir. Eğer katkı para olarak yapılmışsa karşılığı yine o miktarda para olacak, eğer katkı ayın olarak ya da işgücü ile yapılmış ise, bu durumda katkının yapıldığı tarihteki aynın ya da işgücü karşılığında üçüncü kişiye ödenecek bedelin sürüm değeri belirlenecek ve yapılacak hesaplama ile eş, değer artış payı alacağına hak kazanacaktır. Değer artış payı alacağının hesaplanmasında: Eğer katkı 01.01.2002’den önce yapılmış ise katkı payı alacağı adı altında hesaplama yapılacak ve katkı 01.01.2002’den sonra yapılmış ise değer artış payı alacağı adı altında farklı bir hesaplama yöntemi ile eşin alacak hakkı bulunacaktır. Aynı zamanda, katkı yapılan malvarlığının tasfiye anında mevcut olup olmaması yapılacak hesabı etkileyecektir. Bu nedenle, eğer katkı yapılan malvarlığı tasfiye anında mevcutsa m.227/I’e göre, mevcut değilse m.227/II’ye göre hesaplama yapılacaktır.

Değer Artış Payı Alacağının Muacceliyeti: TMK değer artış payı alacağının ne zaman muaccel hale geleceğini açık bir şekilde düzenlememiştir. Ancak madde metnine bakıldığında tasfiye sırasında eşin katkı yaptığı malda değer artışı söz konusu olursa yaptığı katkı oranında değer artışından hak elde edebileceğini ve malın tasfiye anındaki değeri ile değerlendirileceğini hüküm altına almıştır. TMK m.235’te ise, mal rejiminin sona erdiği anda mevcut olan malların tasfiye anındaki değerleri ile hesaba katılacağını belirtmektedir. Bu iki madde dikkate alındığında, değer artış payı alacağının ‘mal rejiminin tasfiyesi anında’ muaccel olacağı sonucuna varılmaktadır. Mal rejimi sona ermiş olsa bile tasfiye talep edilmediği müddetçe değer artış payı alacağı da talep edilebilir hale gelmez. Değer artış payı alacağı, mal rejiminin tasfiyesi anında muaccel olacaktır. Peki, tasfiye anından anlaşılması gereken nedir? Yargıtay kararlarında, tasfiye veya değer artış payı alacağına yönelik açılmış bulunan davanın karar tarihidir.

Değer artış payı ve katılma alacağı hesabında tasfiye tarihi boşanma ve mal rejiminin sona erdiği tarih olmayıp, tasfiye veya değer artış payına yönelik açılmış bulunan davanın karar tarihidir. (Y2HD)

Değer Artış Payı Alacağının İfası: Değer artış payı alacağı tasfiyenin tamamlanması ile muaccel hale geldiğinden bu tarihten itibaren alacağın ifa edilmesi gündeme gelmektedir. Rejimin tasfiyesi sonunda ortaya çıkan hak, alacak hakkı olduğundan Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir. TMK m.239/I’e göre, Katılma alacağı ve değer artış payı ayın veya para olarak ödenebilir. Aynî ödemede malların sürüm değeri esas alınır; bir mesleğin icrasına ayrılmış birimler ile işletmelerin ekonomik bütünlüğü gözetilir. TMK madde 239’a göre, değer artış payı alacağına hükmedildiğinde, borçlu eş bu borcunu ayın ya da nakit olarak ödeyebilme imkânı içindedir. Burada TBK m.87’de düzenlenen seçimlik bir borç söz konusudur.

Görevli ve Yetkili Mahkeme: Tasfiyenin talep edileceği mahkeme Aile Mahkemesidir. Aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde görevli mahkeme, bu işle görevlendirilmiş Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise m.214 göre, eşler veya mirasçılar arasında bir mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda: Mal rejiminin ölümle sona ermesi durumunda ölenin son yerleşim yeri mahkemesi, Boşanmaya, evliliğin iptaline veya hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan mahkeme ve diğer durumlarda davalı eşin yerleşim yeri mahkemesidir.

Zamanaşımı: Edinilmiş mallara ilişkin tasfiye davalarında on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır. Bu süre, eğer evlilik boşanma ile sona ermiş ise, boşanma kararının kesinleşmesi ile sürenin işlemeye başlayacağını, eğer boşanma dışında bir nedenle evlilik birliği sona ermiş ise bu durumda mal rejiminin sona erme tarihinden itibaren sürenin başlamaktadır.

 

“Hukuki konularda hak kaybına uğramamak için avukatınızdan destek almanızı tavsiye ederiz.”

Kaynakça:

  • 4721 Sayılı TMK
  • 6098 Sayılı TBK
  • Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun
  • EROL, Emin, Mal Rejiminin Tasfiyesi, Muğla Barosu Sunumu
  • KILIÇ, Ezgi, Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminde Değer Artış Payı Alacağı
  • Yargıtay Kararları

Bu makale, makalenin yazım tarihi itibarıyla yürürlükte olan mevzuat dikkate alınarak Av. Arb. Erol Aslan tarafından hazırlanmıştır. Her olaydaki maddi vakalar ve özellikleri ile bunların uygulama ve sonuçları farklı olacağından, bu makale yalnızca bilgilendirme amaçlı olarak hazırlanmış olup, bir hukuki görüş veya öneri teşkil etmez ve bu şekilde yorumlanamaz.

 

 

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu sayfanın içeriğini kopyalayamazsınız