Designed by Freepik
İş sözleşmesi, İş K. m.8: Bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir.
Özel Okul Öğretmeni: 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu (ÖÖKK) incelendiği zaman özel okul öğretmeni yalnızca dar anlamda özel okul kavramı kapsamında faaliyet gösteren öğretmenleri kapsamadığı, geniş anlamda özel eğitim merkezlerinde görev yapan bütün öğretmenlerin de özel okul öğretmeni kavramı içinde yer aldığını değerlendirmek gerekir.
İş Sözleşmesinin Taraflarca Akdedilmesi: Sözleşmenin tarafları olan işçi ve işverenin; yani Özel Öğretim Kurumlarında (ÖÖK) akdedilecek olan sözleşmeler için kurucu veya temsilcisi ile öğretmenin; karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarının açıklanmasıyla kurulmuş sayılır. ÖÖK’ları açısından iş sözleşmesinin kurulabilmesi için gerekli olan tamamlayıcı unsur ise resmi makamlardan gerekli iznin alınması olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda ancak resmi makam tarafından izin verildikten sonra sözleşme hüküm ifade edebilecektir. Dolayısıyla taraflar arasındaki iş ilişkisi valilik onayını takiben başlayacaktır. Özel Okul Öğretmenleri (ÖOÖ) ancak çalışma izninin alınması ile birlikte iş başı yapabilir.
Taraflar Arasında Yapılan İş Sözleşmesinin Hukuki Niteliği: İş sözleşmesinin belirsiz süreli yapılması iş hukukunda bir kuraldır. Özel okul öğretmenlerinin ise belirli süreli iş sözleşmesi ile istihdam edilmeleri kanundan doğan bir zorunluluktur. ÖOÖ yönünden belirli süreli iş sözleşmesinin kanuna bağlı olarak oluşturulduğu ve asli nedenlerin zincirleme iş sözleşmelerinde mevcut olduğu kabul edilmektedir. Yapılan incelemeler sonunda verilen kararlar da aynı ilkeler doğrultusunda oluşturulmuş ve Yargıtay kararları doğrultusunda sözleşmenin belirli süreli sözleşme olarak kabul edilmektedir. Özel okul öğretmenleri 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu (ÖOKK) hükümleri çerçevesinde istihdam olunurlar. ÖÖKK, özel okul öğretmenlerinin; sosyal güvenlik bakımından 5510 sayılı SSGSSK, özlük hakları itibarı ile de 4857 sayılı İş K.’na tabii olarak çalıştırılmasını öngörmektedir. Ayrıca, Özel okul öğretmenlerinin işledikleri suçlar veya kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından kamu görevlilerinin tabi tutuldukları da hükme bağlanmıştır.
İş Sözleşmesinin Zincirleme Şekilde Yapılması: Özel öğretim öğretmenleriyle yapılacak olan iş sözleşmesi kanundan dolayı 1 yıl süreli yapıldığından ve belirli süreli olduğu kabul edildiğinden esaslı nedenin varlığı kabul edilir. Bu sebeple üst üste yapılsalar dahi bu sözleşmeler zincirleme sözleşme halini almamaktadır.
Ücret: İş K. m.34’de konuyla ilgili olarak açık hüküm bulunmaktadır: Ücreti ödeme gününden başlayarak 20 gün içerisinde zorlayıcı bir sebep haricinde ödenmemiş olan işçi, iş görme borcunu ifa etmekten kaçınabilmektedir. Bundan dolayı bireysel kararına dayanmak suretiyle iş görme borcunu ifa etmemeleri sayısal olarak toplu bir niteliğe sahip olsa da grev şeklinde nitelendirilememektedir. Gününde verilmeyen ücretlerle ilgili olarak mevduata uygulanmakta olan en yüksek faiz oranı uygulanmaktadır. İşçilerin, bu nedenle çalışmadıkları için iş akitleri feshedilemez ve yerine yeni işçi alınamaz, bu işler başkalarına yaptırılamaz. Dolayısıyla, ödeme imkanı bulunan işverenin ücret ödemesinin belirlenen zaman bitiminden sonra ödeme yapma hakkı bulunmamaktadır. Beklenmeyen sebepler karşısında zor durumda kalınmadığı takdirde ödeme tarihinden itibaren yirmi gün içerisinde ücretini temin edemeyen işçinin iş görme borcunu tamamlama zorunluluğu bulunmamaktadır. ÖÖKK’na tabii olanların işçi sayılması nedeniyle, işçinin ölmesi halinde aylık ödenecek tutar ve ek ders ücreti yasal olarak mirasçısı olan kişiye verilir.
Ücret noktasında belirleme yapılırken, öğretmene aylık 20 saatlik asgari bir ücret belirlenip bu sabit olarak ödenmektedir. Bu ücret asgari ücretin altında olmamalıdır. Bunun yanında öğretmenle yapılacak anlaşmaya göre ders saati ücretli olarak ne kadar saat çalışıyorsa o saatin karşılığı da ayrıca ödenmelidir. Buradaki belirleme tamamen tarafların iradesine kalmış bir husustur. Her halükarda, öğretmen sözleşmede belirlenen kadar aylık karşılığı okutulacak ders ve ek derse girmeli, kararlaştırılandan fazla derse girmemelidir. Böyle bir durum söz konusu olursa fazla çalışma açısından değerlendirme yapılmalı ve ücret buna göre ödenmelidir. ÖÖKK m.8 ve 9 hükmünce de;
- Özel okul öğretmenlerine yapılacak ek ödemelerden gelir vergisi kesilmemesi,
- Ödenecek ek ders ücretlerinin resmi okullar için tespit edilen miktardan az olamayacağı,
- Resmi okullardan özel okullara görevlendirilecek öğretmenlere ise ek ders ücreti olarak resmi okullar için tespit edilecek ders ücretinin iki katından fazla ücret ödenmeyeceği düzenlenmiştir.
Özel Okulda Çalışan Öğretmenlerin Çalışma Süreleri: Normal çalışma süresi hakkında İş K.’na göre 45 saat şeklinde belirleme yapılmıştır. ÖÖKK’na göre eğitim çalışanı için normal çalışma süresinin üstünde bir sınırlandırma yapılmamıştır. Fakat aylık olarak alacakları ücret maksimum ders sayısına göre belirlenmiş olmakla birlikte çalışanın sahip olduğu unvana göre yasa ve yönetmelikler doğrultusunda farklı oranlarda saptama yapılmıştır.
İş Kanunu’na göre haftalık çalışma saati en çok 45 saattir. ÖÖK Kanunu’na göre ise öğretmen haftada aylık ücret karşılığı 20, ek ders ücreti karşılığı 20 saat olmak üzere toplamda en fazla 40 saat derse girebilmektedir. Fakat Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nda belirtilen saat ders saati anlamındadır. İş Kanunu’ndaki saat ise 1 saat 60 dakika olarak hesaplanmaktadır. Okul öncesi eğitim kurumlarından derslik sayısı üçten az olan okullarda okul öncesi öğretmenliğine kaynak teşkil eden fakültelerden mezun olan okul müdürü tam gün ders okutabilir. Özel okullarda görev yapan yönetici öğretmenlerin ders görevleri ise sınırlandırılmıştır. Buna göre “Okullarda görevli yöneticiler haftada 6 saat aylık karşılığı, 6 saat ders saati ücretli olmak üzere toplam 12 saat, diğer kurumlarda görevli yöneticiler ise haftada toplam 12 saat ders okutabilir.” Yargıtay bir kararında da ders ücretli öğretmenlerin çalışma ilişkilerinde, tam süreli iş sözleşmesi olarak nitelendirilmeye olanak verecek bir bağımlılığın bulunmadığı, bunların, öngörülen ve önceden belirlenen süre içerisinde bir çalışma yükümlülüğünü kabullendikleri ve ders saati karşılığında da ücrete hak kazandıklarının belirgin olduğunu belirtmiştir. Bu görüşten yola çıkarak özel öğretim kurumlarında ders saatli ücrete göre çalışan öğretmenlerin kısmi süreli çalışan olamayacağını söylemek mümkündür.
Ücretsiz izin: İş sözleşmesinin belirli bir süre askıya alınmasıdır. İki farklı şekilde uygulanmaktadır. Birincisi kanun doğrultusunda uygulanmakta diğeri ise taraflarca anlaşma sağlanması ile oluşturulan izne denilmektedir. Kanuna bağlı olarak oluşan durumlar, bir yakının vefatı, yol izni, doğum izni, işçinin evlenmesi ve mazeret iznidir. İki tarafın iradelerine bağlı olarak oluşan ücretsiz izinle ilgili kanunda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Özel okul öğretmenlerinin sözleşme süreleri Kanundan kaynaklı bir yıl süreli yapılmak zorunda olduğundan, ücretleri 12 aylık verilmekte, dolayısıyla yaz tatili döneminde de ücretleri ödenmektedir. Bu sebeple özel okul öğretmenleri açısından ücretsiz izin hali söz konusu değildir.
İş Sözleşmesinin Şekli: İş sözleşmelerinde genel olarak belirli bir şekil bulunmamakla birlikte Özel Öğretim Kurumları’nda düzenlenen öğretmen ile işveren ve yöneticiler ile imzalanacak olan sözleşmeye, İş K. m.8 hükmünce süresi bir yıl ve daha fazla olan iş sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması zorunludur. Ancak, ÖÖKK m.9 hükmünce mazeretleri nedeniyle kurumdan ayrılan öğretmen ve öğreticilerin yerine alınacak olanlar ile devredilen kurumların yönetici, öğretmen ve öğreticileri ile bir yıldan daha az bir süre için de iş sözleşmesi yapılabilir. Sözleşmenin içeriğinde: İşveren (kurucu) veya temsilcisi, Görev alan eğitim personeli ve imzaların ilgili personele ait olduğunu tasdik eden Müdür’ün imzasının yer alması gerekir. Düzenlenmesi üç nüsha halinde olmalıdır. Bu kopyalardan bir tanesi çalışma izni ile ilgili düzenlenmenin yapılacağı merciye, bir nüshası kurucu ya da kurucu temsilcisine son nüsha ise sözleşmenin tarafı olan personele aittir. İş sözleşmesinin geçerliliği olması için kurumun bağlı bulunduğu il valiliği izinleri olması gerekmektedir. Valilikten çalışma izni alınmadan personel işe başlatılamaz.
İş Sözleşmesinin Süresi: 5580 sayılı Kanunun 9/1 inci maddesinde “yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler ile kurucu veya kurucu temsilcisi arasında yapılacak iş sözleşmesi, en az bir takvim yılı süreli olmak üzere yönetmelikle belirtilen esaslara göre yazılı olarak yapılacağı” ifade edilmiştir. Ayrıca, mazeretlerinden dolayı kurumdan ayrılmış olan öğretmenlerle öğreticilerin yerine alınacak olanlarla devredilmiş olan kurumların yöneticileriyle, öğretmenleriyle ve öğreticileriyle 1 seneden daha az bir sürede iş akdi yapılabilmektedir. Çalışma izinlerinin uzatma onayı ise ÖÖKY m.27 hükmünce kurum müdürünce eğitim personelinden görevine devam edeceklerin listesi ile birlikte yeniden düzenlenen sözleşmeleri, önceki sözleşmenin bitim tarihinden en geç 30 gün önce çalışma izinlerinin uzatılma onayı toplu olarak alınmak üzere Milli Eğitim Müdürlüklerine verilir. Millî eğitim müdürlüklerince kurum ve eğitim personelinin mağduriyetine meydan verilmeyecek şekilde eski sözleşmenin bitim tarihinde çalışma izinlerinin uzatılma onayı verilir.
Taraflar Arasındaki İş Sözleşmesinin Sona Erdiği Durumlar ve Kıdem Tazminatı: Özel Öğretim Kurumları Kanununda yer alan ilgili yönetmelikte belirtilen bazı özel hallerde iş ilişkisi sona erer. Bunların dışında İş Kanunu’nda bahsedilen olgu ve durumların ortaya çıkması halinde iş sözleşmesi sona erer. Bu durumlar;
- Kendiliğinden sona ermesi; Özel okul öğretmeninin iş sözleşmesinin kendiliğinden sona ermesi iki şekilde ortaya çıkar: Ölüm sebebi ve iş sözleşmesinin yenilenmediğinde belirlenen sürenin dolması ile kendiliğinden sona ermesidir. Ayrıca iş sözleşmesi, işçi ve işveren statüsünün birleşmesi durumunda da iş sözleşmesi kendiliğinden sona erer. Öğretmenin okulda işveren durumuna gelmesi gibi. Yargıtay, sözleşmelerin belirli süreli iş sözleşmesi niteliğinde olduğunu kabul etmekle birlikte belirli süreli iş sözleşmesinin kendiliğinden sona ermesi kuralından uzaklaşarak, işverenin haklı bir neden olmaksızın yenilememe iradesini ortaya koyması durumunda personelin kıdem tazminatına hak kazanacağına hükmetmiştir. Yargıtay, yine bir kararında isabetli olarak; “belirli süreli iş sözleşmesinin kendiliğinden sona ermesinde sadece Kanun gereği belirli süreli iş sözleşmesi yapılan hallerle (5580 SY) sınırlı olmak üzere kıdem tazminat talep edilebilir,” şeklinde görüş belirtmiştir.
- Bozma sözleşmesi (ikale sözleşmesi) ile sona ermesi; Taraflar nasıl ki anlaşarak sözleşme yapabilme hakkına sahipler ise anlaşarak sözleşmeyi bitirme hakkına da aynı şekilde sahiplerdir. Tarafların anlaşarak sözleşmeyi bitirmeye karar vermesine ise ikale denilmektedir. İkale sözleşmesi ile ilgili Yargıtay içtihatları burada da geçerlidir. Öğretmenin ikale sözleşmesi yapabilmesi için bir çıkarının olması gereki Aksi takdirde bu ikale sözleşmesi, geçerli bir sözleşme olarak kabul edilmemektedir. Bu sözleşme yapılırken tarafların iradesi sözleşmenin bitirilmesi yönünde olduğu için sözleşmenin tek taraflı feshedilmesinden farklı bir nitelik taşımaktadır. Buna bağlı olarak, oluşturulan iş sözleşmesinin ikale ile sonlandırılması durumunda feshedilmesi ile ilgili kurallar geçerli olmayacaktır. Sözleşmeyi sona erdirme teklifinin öğretmen tarafından sunulması ile işverenden gelmesi arasında farklılık vardır. Yargıtay’a göre ikale teklifi öğretmen tarafından gelmişse ve bu teklif sağlam irade ile yapılmışsa, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti, çalışana kıdem, gibi kanuni çalışan haklarının yanında ilave olarak menfaat elde edilmesine ihtiyaç olmadığı yönünde görüş bildirmektedir. Fakat ikale teklifini yapan taraf işveren ise ihbar tazminatı ve işçiye kıdem gibi kanuni hakların yanında ek bir menfaat elde edilmiş olması gerektiği belirtilmektedir. Burada ilave olarak konulan menfaatin miktarının ne olacağı hakkında net bir görüş bulunmamasının yanında işe başlatmama tazminatının alt sınırı olan minimum 4 aylık brüt ücretine karşılık gelen bir ilave menfaat elde edilmiş olması gerekli görülmektedir.
- İşverenin / Öğretmenin iş sözleşmesini haklı nedenle feshi; Haklı nedenle fesih sebepleri İş Kanunun da sağlık nedenleri, ahlak ve iyiniyete aykırılık ve mücbir sebep halleri olmak üzere üç başlık halinde düzenlenmiştir. (İş K.m.24 ve 25). Haklı nedenle fesihte en önemli husus; fesih nedeninin haklı olması ve fesih hakkının zamanında kullanılmasıdır. Haklı nedenle fesih hakkı zamanında kullanılmaz ise haklı sebeple fesih hakkı düşer. Diğer taraftan TBK m.438 hükmüne göre, işveren haklı sebep olmaksızın hizmet sözleşmesini derhal feshederse işçi, belirli süreli sözleşmelerde sözleşme süresine uyulmaması durumunda, bu sürelere uyulmuş olsaydı kazanabileceği miktarı tazminat olarak isteyebilir. Bu nedenle, sözleşmenin belirlenen süreden önce haklı neden olmaksızın sona erdirilmesi halinde, işçi, geriye kalan bakiye süre için tazminat talep edilebilecektir
- Özel kanundan kaynaklanan nedenlerle fesih; Kanundan doğan nedenlerle fesih, haklı nedenlerle fesih hukuka dayalı olarak süresiz fesih olarak uygulanır. Kanundan doğan özel haklı nedenle fesih hakkı veren hususlar:
+ Mükerrer kademe ilerlemesi cezası alma durumu,
+ Devlet memurluğundan çıkarılmayı gerektiren suç işleme,
+ Başarısız bulunma,
+ Müfettişçe görevden uzaklaştırılma.
Cezai Şart Sorumluluğu: Belirli süreli iş sözleşmelerinin süresinden önce haksız bir şekilde feshedilmesinin önüne geçilebilmesi için sözleşmede cezai şart kararlaştırılabilmesi mümkündür. İş sözleşmelerinde işçi aleyhine kararlaştırılacak cezai şartın geçerliliği karşılıklılık ilkesine göre değerlendirilmektedir. Ancak, iş sözleşmelerinde yalnızca işçi aleyhine kararlaştırılan cezai şart geçersizdir. Yine karşılıklılık ilkesi uyarınca işçi aleyhine kararlaştırılan cezai şart, işveren aleyhine kararlaştırılan cezai şarttan daha yüksek olmamalıdır. Aksi durumda, yani işçi aleyhine kararlaştırılan cezai şartın daha yüksek olması halinde cezai şart geçersiz hale gelmemekle beraber, işçinin sorumlu olduğu cezai şart miktarının işverenin sorumlu olduğu cezai şart miktarı ile sınırlı olduğu kabul edilmektedir.
“Hukuki konularda hak kaybına uğramamak için avukatınızdan destek almanızı tavsiye ederiz.”
Kaynakça:
- 4857 Sayılı İş Kanunu
- 6098 Sayılı TBK
- 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu
- 5510 sayılı SSGSSK
- Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği
- SÜZEK, Sarper, İş Hukuku, 2021, 21.Baskı
- Yargıtay Kararları
Bu makale, makalenin yazım tarihi itibarıyla yürürlükte olan mevzuat dikkate alınarak Av. Arb. Erol Aslan tarafından hazırlanmıştır. Her olaydaki maddi vakalar ve özellikleri ile bunların uygulama ve sonuçları farklı olacağından, bu makale yalnızca bilgilendirme amaçlı olarak hazırlanmış olup, bir hukuki görüş veya öneri teşkil etmez ve bu şekilde yorumlanamaz.