VUCA yeni bir olgu olarak karşılaştığımız durum. ABD ordusu tarafından isimlendirilen ve özellikle bulunduğumuz dönemin şartlarını anlamak ve tanımlamak için giderek daha fazla kullanılmaya başlandı. Organizasyonun, içinde bulunduğu durum içinde değişim hız ve boyutunun hızla artması, belirsizlik, karmaşık parçalar arasındaki ilişkilendirme zorluğu, klasik yönetim tarzının ve geçmiş deneyimlerin yetersiz kaldığı bir dönem içindeyiz.
VUCA, birçok liderin ve kuruluşun faaliyetleri bulundukları değişken, belirsiz, karmaşık ve muğlak bir ortamı ifade etmektedir. Karar verme yeteneklerinin bulanıklaştığı, gecikme ve sarsılmaların yaşandığı bir dönem. Peki, iş dünyası ve liderlerin gerçekten mücadele ettiği bir kavram mı yoksa yönetim konularında son zamanlardaki bir trend mi veya türbülans mı?
Başarılı olan bazı profesyonellerin dahi farklı durumlar ve ortamlarda çalışmaya, hatta farklı geçmişlere veya çeşitliliğe sahip kişilerle iş birliği yapmaya her zaman fırsat bulamadığı veya uyum sağlayamadığı bir gerçek.
VUCA dünyasında başarılı olmak için organizasyona en yüksek kazancı sağlayan alanlarda enerji harcamalıyız. İlk önceliğimiz, organizasyonun faaliyetlerini yürütmek için net bir vizyon geliştirmek ve açıklamak olmalı. Bunun içinde liderlerin geleneksel rolü;
- Fırsatları belirlemek,
- Bu fırsatlara karşı riskleri değerlendirmek,
- Strateji geliştirmek,
- İnsanları motive etmek ve yönlendirmek,
- Verimli iş kararları vermek,
- Çalışanlarını belirsizlik ve belirsizlikten korumak olmalıdır.
Ancak geleneksel yönetim yöntemleri; değişim düzeyini, hızını ve artan baskıyı ele almak için yeterli görünmemesi nedeniyle liderlerin olaylara karşı yeterince hızlı veya uygun şekilde cevap veremediği anlamına gelmektedir.
Liderler hızlı ve sürekli değişim gösteren karmaşık durumlarla karşılaşabilir. Hızlı hareket etmek adına, statükocu düşüncelerle yanlış bir karar verebilir, organizasyonu yanlış yöne sürükleyebilir. Yeni koşullara uyum sağlamak yerine her zaman yaptıklarının daha fazlasını yaparak -aynı klişe yöntemlerle- cevap vermek isteyebilir. Bir kısım liderler ise zaman ve şartların tekrar değiştiğini anlamlandırmak yerine karar vermeden önce daha fazla veri ve analiz beklemekte ısrarcı olabilir. Aslında geçen her zaman diliminde, kafayı kuma gömüp, yarınların daha iyi olacağını umarak geçen eski günlerin yerini: Korku, belirsizlik ve şüphe almaktadır.
Peki, çıkış yolu yok mu? VUCA dünyasını anlamak. Değişen bilgiye dayalı karar verme, çeşitliliği değerlendirme, strateji geliştirme ve uygulama döngüsünün çalışması ile kuruluşların sürekli değişime hazır olmaları gerekir. Liderlerin, ekiplerini birlikte yönetebilmek, gereken bilgi ve yeteneklere sahip olmak ve geleceğin liderlerini hazırlamaları için öğrenen organizasyonlar oluşturma ihtiyacı vardır.
O halde liderlerin, şirketlerini VUCA dünyasında yönlendirmeleri için bazı niteliklere sahip olmalı:
- Vizyon. Belirsiz ve değişen zamanlarda, şirketlerin bakış yönlerini, nihai hedeflerine hizalayan güçlü değerlere ve net bir görüşe ihtiyaçları vardır. Başarılı bir VUCA liderinin açık bir kurumsal vizyon oluşturması, benimsenmesi ve anlaşılmasını sağlaması gerekir.
- Anlama. Bir VUCA lideri birden fazla bakış açısını anlama ve değerlendirme yeteneğine sahip olmalı. Farklı görüşleri yakalayabilmelidir. Sadece kendisi de değil çalışanların, müşterilerin ve diğer iş ortaklarının da farklı görüşleri takdir ettikleri, yeni yaklaşımlara ve yaratıcı problem çözmeye açık olabileceklerinden emin olmalıdır. Karşılıklı güven duygusu ile pozitif enerji yaratmalıdır.
- İş birliği. Başarılı VUCA liderleri ekipleriyle iletişim içinde olmalı, iş birliği ve bağlılık kültürü oluşturmalıdır. Çalışanların görüşlerini aktif olarak dinlemeli ve onları karar alma süreçlerine dahil edebilmelidir. Yüksek seviyelerde güven ve birlikte güç olmak, takımların değişen koşullara rağmen vizyona odaklanma ve daha fazla ilerleme ve gelişme ihtimalinin yüksek olduğu anlamına gelir.
- Çeviklik. Esneklik ve uyum sağlama yeteneği de VUCA dünyasında başarının anahtarı olan kurumsal hedeflere odaklanmış durumdadır. Liderlerin bilinmeyeni ele almaları, hızlı kararlar verebilmeleri, yeni yaklaşımları benimsemeleri ve doğrusal uzun vadeli bir plandan ziyade çoklu acil durum planları oluşturmaları gerekir. Ve bu çevik çalışma kültürünü ekipleri ve gelecekteki liderleri arasında geliştirmeye ihtiyaçları var.
Kısacası, liderlik stillerinin yeniden şekillendiği bir çelişkiler dünyasının içindeyiz demek yanlış olmaz. VUCA liderleri öğrenmeyi ve gelişmeyi asla bırakmaz; yeni bir liderlik zihniyetine ihtiyaç duyar ve becerilerini geliştirmek için sürekli çalışmaya hazır olmalıdır. Farkındalık yaratma, farklı bakış açılarını anlama ve bilinmeyen ortamlardaki davranışları uyarlama üzerinde odaklanmalıdır. Bu liderlerin; çatışma yönetimi, yaratıcı karar verme ve problem çözme konularında becerikli olan çalışanlardan faydalanma olasılığı daha yüksektir.
“Bizi etkilemez” düşüncesi içinde olursak dev dalgaların altında kalacağımız kuşkusuz. Bunun yerine olaylara bakışımızı yenilerken ve yeni dünya düzenine uyum sağlamaya çalışırken başarıya yönelik, entegre, sistemli bir yönetim modeline yani bukalemun gibi ortama süratle aktif olarak adapte olmaya ihtiyacımız var.
O dev dalgaların altında kalmak mı yoksa sörf yaparak değerlendirmek ve zevkini çıkartmak mı?
Siz de düşünce ve önerilerinizle katkıda bulunmak için paylaşabilirsiniz.