AVUKATLIK & HUKUKİ DANIŞMANLIK & ARABULUCULUK
AVUKATLIK & HUKUKİ DANIŞMANLIK & ARABULUCULUK

İş Kazası ve Meslek Hastalığı Tazminat Davası

Image by kstudio on Freepik

İş Kazası Tazminat Davası: İşyerinde veya işin yürütülmesi nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hale getiren olaydır. İşverenin, iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin önlemleri alması iş ilişkisindeki işçiyi gözetme borcunun bir gereğidir. Nitekim, bu husus, Anayasa m.17, TBK m.417/II ve İSGK. m.4’den açıkça anlaşılmaktadır. Söz konusu yükümlülüklerin amacı, çalışanların korunması, üretim ve işyeri güvenliğinin sağlanmasıdır.

İşveren, iş kazası ve meslek hastalığının neden olduğu zararlardan kusuru oranında sorumludur. İşçi, bu zararların tazminini, işverenden talep edebilir. Bir kazanın iş kazası olması için, 5510 sayılı SSGSSK ilgili maddesinde sayılan hallerden birinde meydana gelmiş olması, yaralanan veya ölen işçinin sigortalı olması, kaza sonucunda bedensel veya ruhsal olarak bir zararın meydana gelmesi ve kazayla meydana gelen zarar arasında bir nedensellik bağı bulunması gerekmektedir.

Meslek Hastalığı: Sigortalının yaptığı işin yürütülmesinden veya yapılan işin niteliğinden dolayı tekrarlanan nedenlerle ortaya çıkan ve sigortalının bedensel ya da ruhsal olarak hastalanmasına yol açan durumlardır. Meslek hastalığı kavramının unsurları ise;

  • Hastalığa yakalanmış kişinin sigortalı olması gerekmektedir.
  • Hastalık, işin niteliği veya işin yürütüm şartlarına bağlı olarak ortaya çıkmalıdır.
  • Sigortalı, bedensel ya da ruhsal bir zarara uğramış olmalı
  • Sigortalının uğradığı zarar ile meslek hastalığı arasında uygun nedensellik bağı bulunmalıdır

İşverenin iş kazasından sorumluluğu: İşverenin sorumlu tutulabilmesi için, iki şart birlikte gerçekleşmelidir. Birincisi, bireysel iş hukuku anlamındaki bir iş kazasının meydana gelmiş olması diğeri ise işverenin, kural olarak, kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmasıdır. İşçinin, iş kazası veya meslek hastalığı sonucunda uğradığı zararlar, Sosyal Güvenlik Kurumu ve işveren tarafından tazmin edilir. Bu ödemelerin, işçiye ya da ölümü durumunda hak sahiplerine yapılabilmesi için, sosyal güvenlik hukuku anlamında iş kazasının ya da meslek hastalığının meydana gelmiş olması gerekli ve yeterlidir.

İş Kazası Sayılan Haller:

  • Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada meydana gelen kazalar,
  • Sigortalının, işveren tarafından işyeri dışına görevlendirilmesi halinde yaşanan kazalar,
  • Sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle meydana gelen kazalar,
  • Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere çalışma bağlantılı faaliyetler kapsamında (eğitim, iş toplantısı vb.) gönderilmesi nedeniyle asıl işini yaparken veya asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda meydana gelen kazalar,
  • Emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda meydana gelen kazalar,
  • Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında gerçekleşen kazalar iş kazasıdır.

 İş Kazası Halinde Yapılması Gerekenler:

  • İşyeri kaza raporu düzenlenerek, tutanağa iki şahit adı yazılarak imzalamaları gerekmektedir,
  • İş kazası bağlı bulunan kolluk birimine derhal bildirilmelidir,
  • İş kazası Sosyal Güvenlik Kurumu’na olayın olduğu tarihten sonraki üç işgünü içerisinde bildirilmelidir.

Bu bildirimi müteakip SGK, olayın iş kazası olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceğine dair bir inceleme raporu düzenler. Bu raporda olay iş kazası olarak nitelendirilmiş ise hak sahibi olan kişi iş mahkemesinde dava açabilir. Eğer raporda olay iş kazası olarak nitelendirilmediyse iş kazasının tespiti davası açılmalı ve bu davada hem SGK hem de işveren davalı olarak gösterilmelidir.

İş kazası tespit davası: Bir tazminat davası olmayıp bir hukuki durumun tespit edilmesidir. İşçinin, iş sözleşmesine bağlı işin ifası sırasında yaşadığı ve bedenen ve/veya ruhen zarar gördüğü olayın iş kazası olup olmadığının tespitini amaçlayan bir davadır. İş kazasının tespiti davasında, davacı kazanın mağduru işçi, davalı olarak ise işveren ile kurum birlikte gösterilmelidir. Verilecek hüküm hem işvereni hem de Sosyal Güvenlik Kurumu’nu etkileyecek olduğundan iki taraf arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Tespit davaları, HMK m.106. ile düzenlenmiştir. Bir tazminat davası olmayıp bir hukuki durumun tespit edilmesi amacına hizmet etmektedir. İş kazasının tespiti davası;

  • SGK tarafından yapılan soruşturmada kazanın iş kazası olmadığının tespiti,
  • İş kazasının SGK’ya bildirilmemesi hallerinde açılmalıdır;

Tazminat davasının açılabilmesi için, iş kazası tespit davasının kesinleşmesi beklenmelidir. İş kazası olduğunun tespiti sonrasında ise iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası açılabilir. Eğer, yargılama sonunda iş kazası kabul edilirse SGK düzenli gelir bağlar. Tazminat davası açılmadan önce iş kazası SGK’ya bildirilmediğinde mahkeme davacıya bildirim için bir süre verebilir.

Tazminat Davası: Bir işyerinde, işçinin çalıştığı esnada yaralanması veya ölümü halinde kendisinin veya yakınlarının işverene karşı açabileceği maddi ve manevi tazminat davalarına; “İş Kazası Nedeniyle Tazminat Davası” denir. İş kazalarına bağlı tazminat davaları hem asıl işverene hem de alt işverene karşı açılabilir.

İş kazası geçiren işçiler meydana gelen kaza nedeniyle işverene karşı maddi tazminat ve manevi tazminat talepli dava açabilirler. Maddi tazminat davası bakımından; davacının yaptığı işe göre ilgili meslek odalarından yaşı, mesleki kıdemi, eğitim durumu da belirtilmek suretiyle emsallerinin ücretini araştırmak, gerçek ücretinin tespiti için gelen bu cevaba diğer tüm deliller ile bir arada değerlendirilerek davacının hesaplamaya esas alınabilecek gerçek ücretini tespit etmek, ayrıca iş kazası nedeniyle istirahatli kaldığı gün sayısını net olarak belirleyerek istirahatli günleri kadar gerçek ücreti dikkate alınarak maddi zararı hesaplanarak talep edilebilir.

İş kazası ve meslek hastalığı sonucunda bedensel zarara uğrayan işçi, şartları varsa maddi tazminatın yanında manevi tazminat da talep edebilmektedir. İşçinin ölümü ya da ağır bedensel zararların varlığı durumunda şartları varsa, işçinin yakınları da işverenden manevî tazminat talep edebilmektedir. Manevi tazminat davası bakımından ise yine dosyadaki tüm delilleri bir arada değerlendirerek kaza tarihi, tarafların sosyal ekonomik halleri, kusur durumları ile kazalının yaralanmasının niteliğini göz önünde tutarak davacı lehine uygun miktarda manevi tazminat talep edilebilir. SGK, işçinin uğradığı manevî zararı tazmin etmemektedir. SGK tarafından, tazmin edilmeyen zararlardan sorumluluk ise kusurlu olarak iş kazası veya meslek hastalığına neden olan işverene aittir. İşçinin ya da yakınlarının, işverenden manevî tazminat talep edebilmeleri için istisnai haller dışında kural olarak işverenin kusurunun bulunması şarttır.

İş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat, işveren tarafından ödenir. SGK’nun iş kazası nedeniyle tazminat yükümlülüğü bulunmamakta ve yalnızca geçici iş göremezlik ödeneği, sürekli iş göremezlik geliri, ölüm geliri vb. gibi kanunda sayılan kalemleri karşılamaktadır. İş kazası tazminat davası, doğrudan açılabileceği gibi mahkemeler yargılamaya başlamak için SGK tarafından düzenlenecek iş kazası raporu dosyasının hazırlanmasını beklemektedirler, bu dosyanın hazırlanması iş kazası dosyaları için önemli bir süreçtir.

Zorunlu Arabuluculuk Dava Şartı mı? İş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle açılacak olan tazminat davalarında zorunlu arabuluculuk uygulaması söz konusu değildir. Dolayısıyla bu süreç işletilmeksizin doğrudan iş kazası nedeniyle İş Mahkemesinde doğrudan tazminat davası açmak mümkündür. Ancak, taraflar istedikleri takdirde dava şartı olmasa dahi ihtiyari arabuluculuğa başvurabilir ve aralarındaki uyuşmazlığı ihtiyari arabuluculuk yoluyla çözüme kavuşturabilirler.

İş Kazası Geçiren İşçiye Sağlanan Haklar: İş kazası geçiren işçi, her somut olay kendi özelinde değerlendirilerek ve kazanın meydana geliş şekli, niteliği ve meydana getirdiği zarar dikkate alınmak suretiyle: Geçici iş göremezlik ödeneği, Sürekli iş göremezlik geliri, Malul aylığı, Gelir bağlanmış olan kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi, İş kazası sonucu ölen sigortalı için cenaze ödeneği verilmesi, maddi ve manevi tazminat gibi birçok farklı hakkını duruma göre SGK ve işveren gibi muhataplara karşı ileri sürebilir. İşçinin yakınları, bu zarar kalemlerinden başkaca zararının da olduğunu ispatladığı takdirde, o zararın tazminini de işverenden talep edebilmektedir.

İş Kazası Nedeniyle Ölenin Yakınlarının Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hakkı: Destekten yoksun kalma tazminatı, iş kazası neticesinde ölüm hadisesinin gerçekleştiği zaman ortaya çıkacak tazminat türüdür. Nitekim bu tür tazminatın doğası gereği, iş kazası veya meslek hastalığı neticesinde bir ölüm meydana gelmeli, müteveffanın (ölenin) yakınlarının bu şahsın desteğinden yoksun kalacak olmaları gerekmektedir. İşçinin iş kazası neticesinde ölmesi halinde; varsa eşi, çocukları ve bakmakla yükümlü olduğu kimseler, işçinin desteğinden yoksun kalacaklar ve maddi açıdan kayba uğrayacaklar. Destekten yoksun kalma tazminatında temel düşünce, ölen şahsın yaşamaya devam etmesi halinde ilgililere desteğe devam edilmesidir.

İş Kazasında Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu ve Tazminata Etkisi: İş kazasının meydana gelmesinde şayet bir üçüncü kişinin kusuru söz konusu ise olay üçüncü kişinin tamamen (%100) kusurlu davranışı sonucu oluştuğuna göre, nedensellik bağının kesildiği, sigortalıya veya hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılacak ödemelerde, kusurlu üçüncü kişilere rücu edilebilecek ve istihdam edenin sorumluluğuna gidilmez.

İş Kazalarında Zamanaşımı Süresi ve Ne Zaman Başlar: İş kazasında işverenin hizmet sözleşmesinden doğan işçiyi gözetme borcuna aykırı davranması söz konusu olduğundan iş kazasından kaynaklanan tazminat davalarında sözleşmeye aykırılığa dayalı sorumluluk hükümlerinin uygulanması mümkündür. Zamanaşımı, failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Dolayısıyla iş kazası nedeniyle açılacak tazminat davalarında kural olarak TBK m.146 gereği 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanır. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zarar, ancak bakım ve tedavi sonucunda düzenlenen hekim raporuyla belirli bir açıklığa kavuşur. Bedensel zararın gelişim gösterdiği durumlarda zamanaşımına başlangıç olarak hastalık seyrinin yani gelişimin tamamlandığı tarihin esas alınması gerekir. Ayrıca, SSGSSK.m.97 uyarınca, işçiler ya da hak sahipleri, hak kazandıkları yardım ve gelirleri beş yıl içinde kurumdan talep etmezlerse, söz konusu talepler zamanaşımına uğramaktadır. Bu durumda, işçiler SGK’dan talep edemedikleri tazminat taleplerini, on yıllık zamanaşımı süresince, doğrudan işverene yöneltebilmektedirler.

İspat ve Deliller: İş kazası nedeniyle açılacak davalardan olan maddi manevi tazminat davası için SGK müfettişleri tarafından düzenlenen tutanaklar, belgeler önemlidir. Nitekim SGK müfettişleri, iş kazasını yerinde inceleyecek, tarafların ifadelerine başvuracak, iş kazası geçiren işçinin sigorta bilgileri ve çalışma koşulları, maaşı vb. hususlarda bilgi sahibi olacak ve her türlü araştırmayı yapacaktır. Gerek kusur oranlarının belirlenmesi gerekse de işçinin iş gücü kaybının tespit edilmesinde önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle SGK müfettişleri tarafından hazırlanan raporlar önem taşımaktadır.

İş Kazalarına İlişkin Tazminat Davasında Faiz ve Başlangıç Tarihi: İş kazası haksız fiil niteliğinde olduğundan faiz başlangıç zamanı haksız fiilin meydana geldiği tarih olarak kabul edilir. Dolayısıyla iş kazaları nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında talep halinde olay tarihinden itibaren faize hükmedilecektir.

İş Kazalarında Görevli ve Yetkili Mahkeme: İş kazalarından kaynaklanan tazminat davalarında İş Mahkemeleri görevlidir. İş Mahkemesi bulunmayan yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemesi, bu davaya İş Mahkemesi sıfatıyla bakar. Yetkili İş Mahkemesi ise iş kazasının veya zararın meydana geldiği yer ile zarar gören işçinin yerleşim yeri mahkemesidir. Davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir

 

Kaynakça:

  • 4857 Sayılı İş Kanunu
  • 6100 Sayılı HMK
  • 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu
  • 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu
  • BOSTANCI, Yalçın, ÇETİNEL, Tunahan, İş Kazası ve Meslek Hastalığından Doğan Tazminat Taleplerinin Usul Hukukunun Bazı Kurumları Bakımından Değerlendirilmesi, SDÜHFD C:11, S:1, Yıl: 2021, s.331-376
  • Yargıtay Kararları

“Hukuki konularda hak kaybına uğramamak için avukatınızdan destek almanızı tavsiye ederiz.”

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu sayfanın içeriğini kopyalayamazsınız