AVUKATLIK & HUKUKİ DANIŞMANLIK & ARABULUCULUK
AVUKATLIK & HUKUKİ DANIŞMANLIK & ARABULUCULUK

İş Kazasının Tespiti Davası veya Olayın İş Kazası Olmadığının Tespiti Davası

Designed by Freepik

SSGSSK m.13 İş kazası; (1)Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, (2) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle, (3) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, (4) Bu Kanunun m.4/1. fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, (5) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hale getiren olaydır.

İş Kazası: İşçinin, işverenin hakimiyeti altında bulunduğu sırada yerine getirdiği işten veya dış bir sebeple aniden meydana gelen bir olay neticesinde ruhsal veya bedensel zarara uğramasına iş kazası denir. Çalışma konusu nedeniyle işyeri dışında; bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, emziren kadın sigortalının çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş geliş sırasında meydana gelen ve uğratan olay da iş kazası kapsamındadır. Ayrıca, 2016/21 sayılı SGK Genelgesinde ise “Sigortalının işyerinde kalp krizi geçirmesi veya başka bir hastalık nedeniyle ölmesi ya da ruhen veya bedenen hemen veya sonradan engelli hale gelmesi iş kazası olarak kabul edilecektir.” hükmü ile de işyerinde kalp krizi geçirilmesi iş kazası sayılmıştır.

İş Kazası Unsurları: SSGSSK çerçevesinde iş kazası ile ilgili çalışanı fiziki ya da ruhi zarara uğratan ve iş kazası sayılabilmesi için gerekli unsurlar;

  • Kazazedenin sigortalı çalışan olması,
  • SSGSSK kapsamında iş kazası kabul edilen hallerden olması,
  • Sigortalının iş yerinde bulunduğu sırada kazaya uğraması
  • İşveren tarafından verilmiş iş sebebiyle kazaya uğraması
  • Çalışanın asıl işini yapmaksızın işveren tarafından görevlendirilerek başka yerdeyken kazaya uğraması
  • Emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda kazaya uğraması
  • Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında kazaya uğramaları,
  • İlliyet Bağı,
  • Zarar

İşverenin Gözetme Borcu: İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması, işverenin işçiyi gözetme borcunun kapsamında yer alan bir yükümlülüktür. İşveren, işçinin yaşam, sağlık ve beden bütünlüğünü işyeri tehlikelerine karşı korumak durumundadır. Gereken güvenlik önlemlerinin alınmaması neticesinde işçinin ölmesi, engelli hali gelmesi ve maddi veya manevi bir zarara uğraması halinde genel hükümlere göre işverenin hukuki sorumluluğu gündeme gelecektir.

İş Kazasından Doğan Hukuki Sorumluluğun Niteliği: İşverenin iş kazasından doğan sorumluluğunda kural olan kusur sorumluluğudur. Ancak kanun koyucu bazı hallerde işveren aleyhine kusursuz sorumluluk düzenlemelerine yer vermiştir. TBK m. 71’e göre “önemli ölçüde tehlike arz eden” bir işletmenin faaliyetinden zarar doğması halinde işletme sahibi ve işleten sorumlu olacaktır. Her ne kadar maddede açıkça kusursuz sorumluluktan bahsedilmemiş olsa da hükmün amacından ve düzenlenişinden bir kusursuz sorumluluk hali olduğu kabul edilmektedir. Kanunun işverenin sorumluluğunun kusur sorumluluğu olduğuna işaret eden bir diğer düzenleme de tehlike sorumluluğuna ilişkin getirilen özel sorumluluk hükmüdür. Tehlike sorumluluğuna ilişkin hükmün kapsamına giren bir işyerinde gerçekleşen iş kazasında işverenin kusuru aranmayacak, kusursuz sorumluluk hükümlerine göre iş kazasından sorumlu olacaktır. Burada sorumluluğun doğması için işletmenin tipik tehlikesi ile zarar arasında illiyet bağının kurulmuş olması yeterli olacaktır.

Tehlike sorumluluğunun yanında Kanunda ayrıca adam çalıştıranın sorumluluğu (m.66) ve yardımcı kişilerin fiilinden sorumluluk (m.116) düzenlemelerine de yer verilmiştir. Niteliği gereği kusursuz sorumluluk hali olan bu hallerde de zarar gören, işverenin kusursuz sorumluluğuna başvurabilecektir. İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması işveren tarafından yardımcı kişilere bırakılmışsa, işverenin kendi kusuru bulunmasa dahi yardımcı kişilerin eylemlerinden sorumluluğu gündeme gelecektir. Yine 2918 sayılı KTK’na göre de işverenin kusursuz sorumluluğunun doğması mümkün olabilmektedir.

Müteselsil Sorumluluk ve Müteselsil Sorumluluk Halleri: İş kazalarından doğan müteselsil sorumluluk diğer müteselsil sorumluluk hallerinden farksızdır. Bu noktada işçinin uğradığı iş kazasından başka bir işçinin, işveren vekilinin veya başka bir işverenin de sorumlu olması hali söz konusu olabilir. Bunun gibi hallerde işçi zararının tamamı için müteselsil sorumluların tamamına, sıfatlarına bakılmaksızın başvurabilir.

  • Asıl İşveren – Alt İşveren İlişkisi; Asıl işveren, alt işveren işçilerine karşı İş Kanunu’ndan, iş sözleşmesinden ve alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işveren ile birlikte sorumludur. İş kazasına uğrayan işçi iş sözleşmesinden doğan gözetme borcunun ihlali nedeniyle hem kendi işverenine hem de asıl işverene alacaklarının tamamı için başvurabilir. Alt işverenin sorumluluğundan farklı olarak asıl işveren için Kanunda bir “kusursuz sorumluluk” hali getirilmiştir. Zira asıl işveren, kusurlu alt işverenin işçisinin iş kazası nedeniyle uğradığı zarardan kusuru olmasa dahi Kanun gereği sorumlu tutulmuştur. Alt işverenin iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüklerine uymaması neticesinde bir iş kazasının meydana gelmesi ve bundan asıl işverenin işçisinin bir zarar görmesi de muhtemeldir. Bu halde kusuru olan alt işveren, aralarında iş sözleşmesi bulunmadığından, asıl işveren işçisine karşı haksız fiil hükümlerine göre sorumlu tutulacaktır.
  • Geçici İş İlişkisi; İş Kanunu’nda holding bünyesi içerisinde veya aynı şirketler topluluğuna bağlı başka bir işyerinde iş görme ediminin yerine getirilmesi üzerine kurulan “meslek edinilmemiş” geçici iş ilişkilerinde, geçici iş ilişkisi kurulan işveren işçinin kendisinde çalıştığı zaman diliminde ücretinden, işçiyi gözetme borcundan ve sosyal sigorta primlerinden devreden işverenle birlikte müteselsil olarak sorumludur
  • İşyeri Devri; Uğradığı iş kazası neticesinde hayatını kaybeden veya hayatını kaybetmese de iş sözleşmesi, işyeri devrinden önceki bir tarihte bir şekilde sona eren işçinin devralan işverene başvurabilmesi, İş Kanunu’nun işyeri devrinde sorumluluğa ilişkin açık hükmü karşısında kural olarak mümkün değildir. Ancak TBK m.202 anlamında bir devrin mevcudiyeti veya bahse konu devrin, birleşme işlemi gibi külli halefiyet sonucunu doğuracak nitelikte olması hallerinde, iş kazasına uğrayan işçinin ölmesi durumunda mirasçıları, diğer hallerde ise bizzat kendisi her iki işverenin de müteselsil sorumluluğuna başvurabilecektir.
  • İş Sözleşmesi Devri; İş sözleşmesinin devredilmesinden önceki bir tarihte doğan diğer işçilik alacakları gibi iş kazası neticesinde meydana gelen zararlardan doğan sorumluluktan da iki yıl süreyle her iki işveren müteselsil olarak sorumlu olacaktır. İş sözleşmesinin devrinden sonra meydana gelen iş kazalarından ise yalnızca devralan işveren sorumlu olacaktır.

İş Kazasının Bildirilmesi ve Soruşturulması: İş kazasının SSGSSK m.4/1. fıkrasının;

  1. (a) bendi ile 5 inci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma da en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde,
  2. (b) bendi kapsamında bulunan sigortalı bakımından kendisi tarafından, bir ayı geçmemek şartıyla rahatsızlığının bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonra üç işgünü içinde,
  3. İş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu fıkranın (a) bendinde belirtilen süre, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde, iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren başlar.

Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabilir. Bu soruşturma sonunda yazılı olarak bildirilen hususların gerçeğe uymadığı ve olayın iş kazası olmadığı anlaşılırsa, Kurumca bu olay için yersiz olarak yapılmış bulunan ödemeler ise ödemenin yapıldığı tarihten itibaren gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlardan, SSGSSK m.96 hükmüne göre tahsil edilir.

İş Kazasının veya Olayın İş Kazası Olmadığının Tespiti Davası: İş kazası Kuruma bildirilmiş ise iş kazasının tespiti, Kurumun (SGK) kontrol ve denetim ile yetkilendirdiği memurları tarafından veya Bakanlık İş Müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılarak belirlenmektedir. Eğer kurumca olay, iş kazası olarak nitelendirilmez ise işçi veya hak sahipleri iş kazasına ilişkin SGK’na ihbarda bulunulacağı gibi, işveren aleyhine “İş Kazasının Tespiti” davası açabilme hakkına sahiptir. İşçinin iş kazası sonucunda uğradığı zararın ve işverenin sorumluluğunun mahkeme kararıyla tespit edilmesi amacıyla açılan bir davadır. İşçi, iş kazası sonucunda uğradığı zararların tespiti ve tazminat talebi için iş kazasının tespiti davasını açabilir. Bahse konu tespit davası genellikle şu durumlarda açılabilir:

  • İşveren, iş kazasının işçinin kusuru nedeniyle oluştuğunu iddia ediyorsa,
  • İşveren, iş kazasının işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulmadığından kaynaklandığını kabul etmiyorsa,
  • İşveren, iş kazası sonucunda işçinin uğradığı zararın tazmin edilmesi gerektiğini kabul etmiyorsa.

İş kazası, SGK’na bildirilmesine rağmen meydana gelen olay SGK tarafından iş kazası olarak kabul edilmemişse hem SGK hem de işverenin davalı olarak gösterileceği “İş Kazasının Tespiti Davası” açılmalıdır. Dava açacak kişinin iş kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davası açmadan önce; dava şartı için Kurumun red iradesini gösterir işlem veya eyleminin olduğunun belgelenmesi için ilgili Kuruma başvuruda bulunmalıdır. İş görenin iş kazası tespit davasını yukarıda açıklandığı üzere belirli şartlar altında açabileceği gibi işveren de “Olayın İş Kazası Olmadığının Tespiti” davası açabilmektedir.

İş kazasının Tespiti İşçinin Hangi Hakları Açısından Önemi: İşçi, iş kazası sonucu uğradığı zararları tespit etmek ve bu zararların tazmin edilmesi için iş kazasının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. İş kazasının tespiti, işçinin hakları açısından önemli bir rol oynar:

  • Tazminat Hakkı: İş kazası sonucunda zarar gören işçi, iş kazası tespit edildiğinde uğradığı maddi ve manevi zararların tazmin edilmesi hakkına sahiptir. İş kazasının tespiti, işçinin tazminat haklarını belirlemek ve zararlarının karşılanmasını sağlamak açısından önemlidir.
  • Sağlık Hizmetleri ve Tedavi: İş kazası sonucunda yaralanan veya hastalanan işçi, iş kazasının tespit edilmesiyle işyeri hekimi veya sağlık kuruluşlarından gerekli sağlık hizmetlerini alabilir. İş kazası tespit edilirse, işçiye gerekli tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri sağlanabilir.
  • İş Güvencesi: İş kazası sonucu iş göremez hale gelen veya işten uzak kalan işçi, iş kazasının tespit edilmesiyle iş güvencesi kapsamında korunabilir. İş kazası tespit edildiğinde işçi, işveren tarafından işten çıkarılamaz ve iş güvencesi haklarından faydalanabilir.
  • Sosyal Güvenlik Hakları: İş kazası tespiti, işçinin sosyal güvenlik haklarının korunması ve zararlarının tazmin edilmesi açısından önemlidir. İş kazası sonucu zarar gören işçi, SGK’na başvurarak iş kazası sigortası kapsamında haklarını talep edebilir. İş kazası sonucunda vefat eden işçinin yakınlarına bağlanacak olan ölüm geliri, ölenin gelir bağlanmış olan kız çocuklarına verilecek olan evlenme yardımı gibi haklar, yaşanılan olayın iş kazası olarak nitelendirilmesine bağlı sonuç doğurabilmektedir.

Görevli ve Yetkili Mahkeme: İş kazasının tespiti davalarında görevli mahkeme iş mahkemeleridir. İş Mahkemesi bulunmayan yerlerde ise Asliye Hukuk mahkemeleri İş mahkemesi sıfatı ile davaya bakar. İş mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesidir. Davalı birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. İş kazasından doğan tazminat davalarında, iş kazasının veya zararın meydana geldiği yer ile zarar gören işçinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.

Zamanaşımı: SSGSSK’da aksine hüküm bulunmayan hallerde, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malullüğü ve ölüm hallerinde bağlanması gereken gelir ve aylıkların, hakkın kazanıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde istenmeyen kısmı zamanaşımına uğrar. Kuruma müracaat etmemenin haklı bir sebebe dayandığını genel hükümlere göre ispat edenler hakkında, bu hüküm uygulanmaz. Buna karşılık, işverenin gözetme borcuna aykırı davranışından doğan tazminat davası on yılda zamanaşımına uğrar. Yasal süresi içinde kuruma başvurmaması nedeniyle zamanaşımını geçiren işçi on yıllık zamanaşımı içinde (TBK m.146) zararın tümünü işverenden talep edebilir.

 

Kaynakça:

  • 4857 Sayılı İş Kanunu
  • 6098 Sayılı TBK
  • 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu
  • 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
  • 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu
  • SÜZEK, Sarper, İş Hukuku, 21 Baskı
  • YILDIZ, Muhammed Enes, İş Kazasından Doğan Müteselsil Sorumluluk Halleri, TBB Dergisi 2022 (161), s.277-307
  • OKUMUŞ, İzel, Türk Sosyal Güvenlik Hukuku Kapsamında İş Kazası ve Meslek Hastalıkları Sigortası, 2019

  

“Hukuki konularda hak kaybına uğramamak için avukatınızdan destek almanızı tavsiye ederiz.”

Bu makale, makalenin yazım tarihi itibarıyla yürürlükte olan mevzuat dikkate alınarak Av. Arb. Erol Aslan tarafından hazırlanmıştır. Her olaydaki maddi vakalar ve özellikleri ile bunların uygulama ve sonuçları farklı olacağından, bu makale yalnızca bilgilendirme amaçlı olarak hazırlanmış olup, bir hukuki görüş veya öneri teşkil etmez ve bu şekilde yorumlanamaz.

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu sayfanın içeriğini kopyalayamazsınız