Designed by Freepik
Ücretin gününde ödenmemesi, m.34: Ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Bu nedenle kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemez. Gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır.
Bu işçilerin bu nedenle iş akitleri çalışmadıkları için feshedilemez ve yerine yeni işçi alınamaz, bu işler başkalarına yaptırılamaz.
Hukuki Dayanağı: Ücreti zamanında ödenmeyen işçi, iş sözleşmesini haklı nedenle feshederek veya fesih hakkına başvurmadan alacağını dava veya icra takibi yoluyla talep edebilir. 4857 sayılı İş K.’nun yürürlüğe girmesiyle ücreti ödenmeyen işçinin haklı nedenle iş sözleşmesini feshetmesi ve ödenmemiş ücretini faiziyle işverenden talep etmesi dışında, işçiye belirli şartlar altında iş görmekten kaçınma hakkı tanınmıştır. Böylece ücretin ödenmesi için işveren üzerinde işçinin baskı kurabilmesi amaçlanmıştır. İşçilerin kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri bireysel veya toplu olarak gerçekleşebilir. İşçilerin İş K. m.34’de kendilerine tanınan iş görmekten kaçınma hakkına dayanarak kişisel kararlarıyla iş görme borcunu yerine getirmemelerinin, sayısal olarak toplu nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilmeyeceği düzenlenmiştir. Kanunda aranan şartlar oluştuğunda kanun dışı grev olarak nitelendirilme riski taşımadan iş görmekten kaçınma hakkı mümkün hale gelmiştir. Böylelikle greve katılan işçiler gibi kaçınma hakkını kullanan işçilere de iş güvencesi sağlanmaktadır.
- Angarya Yasağı; Anayasa m.18/1’e göre; “Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.” Zorla çalıştırma ve angarya olgularından bahsedebilmek için kişinin rızası olmadan çalışmaya zorlanması gerekmekle birlikte, zorla çalıştırmada çalışmanın karşılığında belirli bir ücret ödenirken, angaryada çalışanın emeği karşılıksız kalmaktadır. Bir iş ilişkisinde işçinin iş görme ediminin karşılığında kendisine ücret ödenmesi zorunludur. Ücret ödenmediği halde işçinin çalışmasını istemek veyahut onu çalışmaya zorlamak angarya yasağının ihlalini oluşturur.
- Ödemezlik Def’i; sözleşmedeki borcunu önce ifa etmesi gereken taraf borcunu ifa etmeden veya borcunun ifasını teklif etmeden diğer tarafın borcunu ifa etmesini talep edemez. Aksi halde kendisine talepte bulunulan taraf, ödemezlik def’ini ileri sürerek borcunu ifa etmekten kaçınabilir. Ödemezlik def’i esasen borçluya ifadan kaçınma hakkı veren, geciktirici nitelikte bir def’idir. Ödemezlik def’inden yararlanmak için taraflara karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin mevcudiyeti ve def’iye konu edilecek edimlerin birbirlerinin karşılığı olması ve karşılıklı edimlerin ise muaccel olması gerekir. Henüz doğmamış veya sona ermiş bir edim için ödemezlik def’ine başvurulması mümkün değildir. Bunun yanı sıra teklif edilen ifanın sözleşmeye uygun olarak, ayıplı ya da eksik olmaması gerekir.
- İşverenin Alacaklı Temerrüdü; İşçinin usulüne uygun şekilde sunduğu işin ifası teklifini, haklı bir neden olmaksızın reddeden işveren, alacaklı sıfatı ile işveren temerrüdüne düşmüş olmaktadır. İşverenin ifayı kabulden kaçınması için haklı bir neden olup olmadığı değerlendirilirken işverenin kusurlu olması aranmaz. İşverenin kişisel niteliklerine dayalı engeller, işyerinde ortaya çıkan elektrik veya su kesilmesi gibi aksaklıklar, ekonomik durumlardaki değişiklikler yüzünden işi kabulde işverenin bir çıkarının kalmaması gibi durumlarda işverenin işi kabulden haklı bir nedenle kaçındığından söz edilemez.
İş Görmekten Kaçınma Hakkının Kullanılabilmesi İçin Gereken Şartlar:
- Ücret Alacağının Varlığı; İşçinin iş görmekten kaçınma hakkını kullanabilmesinin ilk şartı, muaccel olduğu halde ödenmeyen bir ücret alacağının varlığıdır. Bu hakkın kullanılması için ücret alacağının muaccel olması yeterli olup işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek yoktur. Ayrıca, işçinin iş görmekten kaçınma hakkını kullanmasına neden olan ücret alacağının mevcut ve devam etmekte olan iş ilişkisinden kaynaklanması gerekir. İşçinin fazla çalışma alacağı için kaçınma hakkı ancak fazla çalışma yapmak için onay verdiği veya zorunlu fazla çalışmanın olduğu durumlarda mümkündür. Ayrıca her ne kadar işçiye buluş bedeli ödenmesi kanundan kaynaklanan bir borç niteliğinde olsa da bu bedel ücret olarak değerlendirilemez.
Ücretin ödenme zamanı üzerinden yirmi gün geçmeden iş görmekten kaçınma hakkının kullanılamayacağı, aksi halde işverenin iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebileceği (Y9HD)
- Ücretin Yirmi Gün İçinde Ödenmemesi; İş görmekten kaçınma hakkının kullanılabilmesi için ücretin ödenmesinde en az yirmi günlük bir gecikme olması gerekir. Yirmi günlük süre iş günü değil takvim günüdür. İşçi bu hakkını sadece ücret niteliğindeki alacaklar için kullanabilir, ücret niteliği olmayan bir alacak için bu hakkı kullanmak mümkün değildir. Tatil gününe denk gelmesi halinde 20 günlük ödeme süresinin takip eden iş gününe uzadığının kabulü de mümkün değildir. Yargıtay’ın bazı kararlarında, (sözleşmeyle vadenin kesin belirlenmediği hallerde) faize karar verilebilmesi için ücretin muaccel olması yeterli sayılmayıp ayrıca TBK m.117/1 gereğince işverenin temerrüde düşürülmüş olması aranmıştır. İşçinin talep edeceği faiz, İş K. m.34 gereğince mevduata uygulanan en yüksek faizdir. Uygulanacak faiz oranı açısından 1 yıllık mevduata uygulanan ve bankalarca fiilen uygulanmış olan faiz esas alınmalıdır. Ve faiz başlangıç tarihi ücrette gecikme yaşanan ilk gün olmalı ve bu tarih belirlenebilir bir tarih olacağından ayrıca işvereni temerrüde düşürecek bir ihtara gerek olmamalıdır.
Ücretin ödenme zamanının üzerinden yirmi gün geçtiğini ispat yükümlülüğünün işçiye ait olduğu, bu sürenin geçtiğinin ispat edilememesi halinde işverence yapılan feshin geçerli olduğu (Y9HD)
- Ücretin Zamanında Ödenmemesinin Mücbir Sebebe Dayanmaması; Genel olarak işvereni ücret ödeme borcunun ifasından kesin olarak alıkoyan mücbir sebebin üç kıstası olduğu söylenebilir. Bunlar; haricilik, öngörülemezlik ve karşı konulamazlıktır. Karşı konulamazlık kapsamında mücbir sebep, borcun ödenmesini imkansızlaştıran, önlenmesi mümkün olmayan ve önüne geçilemeyen bir olaydır. Haricilik kıstası ise zarar verenin işletmeye yabancı, faaliyet ve işletme alanı dışında bir sebep olmasıdır. Yani, mücbir sebeple işletme arasında herhangi bir bağ olmaması gerekir. İşçinin mücbir sebebe rağmen çalışmaktan kaçınması, işçinin kusuru ile sözleşmeye aykırılık teşkil eder ve işverene sözleşmeyi haklı nedenle derhal fesih hakkı verir.
- İşçinin Kendi İradesi İle Çalışmaktan Kaçınması; Kararın bireysel olarak alınması gerekli olsa da, hakkın bireysel ya da toplu olarak kullanılması mümkündür. Bir işçi fazla çalışma ücretinin ödenmemesi sebebiyle bu hakkı kullanırken diğer işçi, ikramiye alacağının ödenmemesi sebebiyle iş görmekten kaçınabilir.
İş Görmekten Kaçınma Hakkının Kullanılması: Ücreti ödenmeyen işçi, iş görmekten kaçınma hakkını kullanma zamanını belirlemekte özgürdür. Ancak bu hakkın makul ve meşru sınırlar içerisinde dürüstlük kuralına uygun şekilde, işverene zarar verme kastı gibi başkaca bir amaca yönelmeden, işçinin sadece bir an önce ücretine kavuşmasını sağlamak için kullanılması gerekmektedir. İşçinin işi bırakmasının, ücretinin ödenmemesi sebebiyle iş görmekten kaçınma hakkının kullanılmasının bir sonucu olduğu her somut olayda objektif olarak anlaşılır olmalıdır. Zira işverenin, işçinin kanundan kaynaklanan bir hakkını kullandığını ve bunun sebebini bilmesi, uyuşmazlıkların önlenmesi açısından da isabetli olacaktır.
İkramiyelerin ödenip ödenmediği hususunun kaçınma hakkı ile bağlantılı olduğuna (Y9HD)
İş görmekten kaçınma hakkının kullanılmasına ilişkin bir diğer sorun da işçinin işi nasıl bırakacağıdır. İşin tamamen mi bırakılacağı, yoksa işin kısmen bırakılması, diğer bir ifadeyle işin yavaşlatılması şeklinde bir eylemin mümkün olup olmadığı konusunda tartışmalar bulunmaktadır. Çoğunluk görüşü, işçinin işi tamamen bırakması gerektiği yönündedir. Bu görüş uyarınca işi yavaşlatma veya aralıklı çalışma gibi eylemler iş görmekten kaçınma hakkının kapsamında değerlendirilemez. Y9HD’de aynı görüşü benimseyerek bir kararında, işi yavaşlatma gibi eylemlerin iş görmekten kaçınma hakkı kapsamında değerlendirilemeyeceğine hükmetmiştir. Kaçınma hakkının kullanım şekline ilişkin açık bir düzenleme bulunmadığından işçinin bu hakkı kullanırken işyerine gelip gelmeyeceği ise tartışmalıdır. Ancak işçinin işyerine gelmeyerek çalışmaktan kaçınma hakkını kullanması durumunda hem işçinin bu hakkını kullandığının anlaşılır olması, hem de kaçınma hakkıyla elde edilmek istenen sonuca ulaşılabilmesi açısından işverene kaçınma hakkının kullanıldığının nedenleriyle bildirilmesi isabetli olur. Dolayısıyla, işveren, işçinin ücretinin ödenmemesi sebebiyle iş görmekten kaçınma hakkını kullanarak işyerine gelmediğini bilecek ve işçinin eylemli olarak iş sözleşmesini feshettiği izlenimine kapılmayacak ve ayrıca işyerine mazeretsiz şekilde gelmediği düşünülen işçinin iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı nedenle feshi yoluna da gidilemeyecektir. Bunun dışında, iş görmekten kaçınma hakkını işyerine gitmek suretiyle kullanmak yönünde tercih yapan işçinin ise işyerinin düzenini bozmamaya, işyerinde veya işyeri önünde kalabalıklar yaratmamaya, işe giriş çıkışları zorlaştırmamaya özen göstermesi gerekir. Aksi yönde davranışlar işçinin sadakat borcuna aykırılık teşkil eder.
Yurt dışında fuara katılması gereken işçinin, işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle fuara katılmayacağını bildirerek fuara katılmaması, iş görmekten kaçınma hakkının kullanılması (Y9HD)
İş Görmekten Kaçınma Hakkını Kullanabilecek İşçiler: İşveren, tarafı olduğu iş sözleşmesi gereği kendisine iş sözleşmesiyle bağlı çalışan işçilerinin ücretlerini ödemek zorundadır. İşçilerin ücretinin üçüncü kişiler tarafından ödeneceği kararlaştırılmış olsa dahi işverenin ücretin ödenmesine ilişkin sorumluluğu devam etmektedir. Alt işveren ilişkisinin geçerli görüldüğü hallerde ise ücreti ödenmeyen alt işveren işçisi ücretinin ödenmesini her iki işverenden de talep edebilir. Ücreti ödeninceye kadar, iş görmekten kaçınma hakkını iş sözleşmesinin tarafı olan alt işverene karşı kullanabilir. Ancak iş görme edimini asıl işverene ait işyerinde sunduğu için iş görmekten kaçınma hakkının kullanılmasından asıl işveren de etkilenir. Hem mesleki amaçlı hem de mesleki amaçlı olmayan geçici iş ilişkilerinde ise geçici işverene ait işyerinde çalıştığı süreçte ücreti ödenmeyen işçi, kanunda aranan şartlar gerçekleştiği takdirde geçici işverene ifa ettiği iş görme edimini kesintiye uğratarak iş görmekten kaçınma hakkını kullanabilir.
İş Görmekten Kaçınma Hakkının Kullanılmasının Hukuki Sonuçları: İş görmekten kaçınma hakkını kullanan işçilerin sırf bu nedenle iş sözleşmeleri feshedilemez. İşçinin çalışmaktan kaçındığı dönemde temel borcu olan iş görme borcunu yerine getirme zorunluluğu ortadan kalkmış ise de sadakat borcu devam etmektedir. İşçi kaçınma hakkını kullanırken sadakat borcuna uygun davranmalı, bu hakkı dürüstlük kuralı sınırları içinde kullanmalıdır. İşçinin tek amacı ödenmemiş ücret alacağına ulaşmak olmalıdır. İşçinin bu amaç dışında kalan ve başka bir amaca yönelik davranışları, işçinin sadakat borcuna aykırılık teşkil edeceğinden, bu durumda işveren kimi hallerde iş sözleşmesini haklı nedenle derhal fesih imkanına sahip olacaktır.
Davacının iş görme borcunu yerine getirmekten kaçındığı 26.05.2005 tarihinden önce mayıs ayı hariç diğer ücretlerinin ödendiği, mayıs ayına ilişkin ücretinin de 18.06.2005 tarihinde ödendiği dosyada mevcut imzalı bordrolardan anlaşılmaktadır…böyle olunca, yasaya uygun bir iş görmekten kaçınma hakkının varlığından söz edilemeyeceğinden buna dayalı yapılan feshin geçerli nedene dayandığının kabulü gerekmektedir. (Y9HD)
İş K m.34/2’de getirilen fesih yasağı mutlak bir fesih yasağı değildir. İşverenin şayet koşulları mevcutsa işletme gereklerine ya da işçinin yetersizliği veya başka bir davranışına dayalı olarak iş sözleşmesini süreli fesih yoluyla sona erdirmesi de mümkündür. Ayrıca belirtelim ki fesih yasağı, işçinin iş görmekten kaçınma hakkını kullanmasından önce başlayan fesih sürecine de etki etmez. Daha önce yapılan fesih sonuç doğuracağı gibi bu fesih iş görmekten kaçınma hakkının kullanılması sırasında mevcut olan fesih yasağı kapsamında değerlendirilemez. O halde işveren sadece iş görmekten kaçınma hakkının kullanılması nedeniyle iş sözleşmesini feshedemez, buna karşın işçinin iş görmekten kaçındığı dönemde başka bir nedenle iş sözleşmesini feshetme hakkına sahiptir. İş sözleşmesi feshedilen işçi iş güvencesinden yararlanabiliyorsa feshin geçersizliğini, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamıyorsa kötüniyet tazminatını talep edebilir. Her ne kadar çalışmaktan kaçınan işçilerin iş sözleşmelerinin bu nedenle feshedilemeyeceği kanunen düzenlenmiş olsa da işverenlerin başka bahaneler altında işçilerin sözleşmelerini son erdirdikleri görülmektedir. Bu durumda, çalışmaktan kaçınmanın şartlarının oluşup oluşmadığı incelenecek eğer kaçınma hakkı kullanım sınırları içinde kalıyorsa fesih haksız sayılacaktır ve iş sözleşmesi belirli süreli ise süre yönünden şartları gerçekleşmiş ise kıdem tazminatı ve bakiye ücret alacağını talep edebilir.
İşveren, işletmenin başka bir bölümünde çalışan ya da başka departmanda görev alan işçileri de iş görmekten kaçınma hakkını kullanan işçilerin yaptığı işte çalıştıramaz. İş görmekten kaçınan işçilerin işlerini başkalarına yaptırması yasak olduğundan, işverenin işçi açığını kapatmak için bu işleri alt işveren işçilerine yaptırması da mümkün değildir. Ancak işveren bizzat kendisi, işçinin gördüğü işi yapabilir. İşçinin iş görmekten kaçınma hakkını kullandığı süreye ilişkin ücret talep edip edemeyeceği hususunda ise farklı görüşler vardır. Baskın görüşe göre, iş görme ediminin yerine getirilebilmesi için işveren tarafından gerekli hazırlık fiili yerine getirilmediğinden, işverenin işi kabulde temerrüde düşmesi nedeniyle işverenin alacaklı temerrüdünü düzenleyen TBK m.408 çerçevesinde iş görmekten kaçınma hakkını kullanan işçinin bu süre zarfında ücret alacağına hak kazanacağı da ileri sürülmektedir. İşveren çalışmaktan kaçınan işçinin boşluğunu doldurmak için kendisine iş sözleşmesi ile bağlı bir işçi çalıştıramayacağı gibi, iş sözleşmesi ile bağlı olmayan kişileri de çalıştıramaz. Hatta, işverenin yakınlarının, ailesinin, akrabalarının da çalışmaktan kaçınan işçinin görevlerini yapmasına da izin verilemez.
Kaynakça:
- T.C. Anayasası
- 4857 Sayılı İş Kanunu
- 6098 Sayılı TBK
- Yargıtay Kararları
- SÜZEK, Sarper, İş Hukuk 21. Baskı
- YAĞAN SİPAHİ, Poyraz, İş Hukukunda İşçinin Ücretinin Ödenmemesinin Hukuki Sonuçları
- ALBAYRAK GÜL, Hande, İşçinin Çalışmaktan Kaçınma Hakkı
“Hukuki konularda hak kaybına uğramamak için avukatınızdan destek almanızı tavsiye ederiz.”
Bu makale, makalenin yazım tarihi itibarıyla yürürlükte olan mevzuat dikkate alınarak Av. Arb. Erol Aslan tarafından hazırlanmıştır. Her olaydaki maddi vakalar ve özellikleri ile bunların uygulama ve sonuçları farklı olacağından, bu makale yalnızca bilgilendirme amaçlı olarak hazırlanmış olup, bir hukuki görüş veya öneri teşkil etmez ve bu şekilde yorumlanamaz.