Image by Drazen Zigic on Freepik
Maddi ve Manevi Tazminat, TMK m.174: Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.
Boşanmanın Sonuçları: Evlilik birliğinin sona ermesiyle beraber, eşlerin birbirine karşı hak ve yükümlülükleri sona ermekte, birbirinden bağımsız bireyler olmaktadır. Ve boşanmanın sonuçlanması ile birlikte “Boşanmanın Hukuki ve Mali Sonuçları” gündeme gelir. Boşanmanın mali sonuçlarını ise boşanma kararı sonucunda tarafların, maddi ve manevi haklarından kaynaklı; nafaka, mal rejiminin tasfiyesi, maddi ve manevi tazminat konuları oluşturur.
Boşanma ile meydana gelen zarar, aile müessesesinin emrettiği yükümlülüklerin ihmal ve ihlalinden kaynaklanan zarardır. Önemli mali sonuçlarından biri kamu düzeniyle ilgili olarak maddi ve manevi tazminattır.
- Maddi tazminat, boşanma nedeniyle TMK m.174/I hükmü uyarınca mevcut ve beklenen menfaatleri zarar gören tarafın talep edeceği bir giderimdir. Zarar unsuru taraflardan birinin desteğini yitirmekten dolayı hem var olan hem de beklenen yararları kapsamaktadır. Bu talep, eşlerden birinin evlilikteki hayat standardının boşanmadan sonra da devam ettirebilmesine yöneliktir. Boşanma hukukunda zarar, nitelik olarak haksız fiilin özel bir türü olarak karşımıza çıkar. Maddi tazminat talep edebilmek için zarar ile boşanma olayı arasında illiyet bağı yani “mevcut ve beklenen menfaat kaybı” boşanmadan kaynaklanmalıdır. Kusurun tespitinde evlilik öncesi veya sonrası olaylar değil, evliliğin devamı boyunca meydana gelen olaylar esas alınır. Yargıtay, hiçbir sebep yokken boşanma davası açmayı da kusurlu davranış olarak görmekte, boşanma hükmünü elde etmek için yapılan davranışları kusurlu davranış olarak nitelemektedir. Maddi tazminat miktarı belirlenirken, tazminat talep eden tarafın zararından daha fazla bir miktar tazminat olarak belirlenemez. Aksi durum, tazminatın bir zenginleşme aracı olarak kullanılması sonucunu doğurur ki bu ise kabul edilemez. Çünkü tazminat hukukunun genel ilkesine göre tazminatın üst sınırı zarar miktarıdır.
- Manevi tazminat ise, TMK m.174/II hükmünde düzenlenmiş olup, boşanma nedeniyle kişisel hakları zedelenen tarafın, diğer taraftan uygun bir miktar para ödenmesini talep etmesi halidir. Bir kimsenin, hukuka aykırı bir fiilin neticesi olarak çektiği bedeni acılarla ruhsal sıkıntı ve üzüntülerin tamamı manevi zararı oluşturmaktadır. AYM Kararında; “Büyük çoğunluk, genel olarak uğradığı haksız saldırının hesabını sorar ve zararlarının karşılanması yollarını arar. Bunu başarınca da bir tatmin edilmişlik duygusuna, hafifliğine, ferahlığına kavuşur. Hakarete uğrayan kimsenin, manevi tazminat olarak bir para isteminde bulunması, onun dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez kişilik haklarını ve kişilik haysiyetine bağlılığının ve bunları koruma ve savunma azminin ifadesi” olduğunu belirtmiştir. Tazminatın miktarı da maddi tazminatta olduğu gibi hakim tarafından ve boşanmaya neden olan olayın ağırlığına göre belirlenir. Hakim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alır. Manevi tazminat olarak mutlaka belli bir paraya hükmedilmesi şarttır ve bunun doğal sonucu olarak manevi tazminatın kaldırılması veya miktarının değiştirilmesi söz konusu değildir.
Maddi ve Manevi Tazminatın Koşulları:
- Maddi tazminat için zarara uğranılması, manevi tazminat için davacının kişilik hakkının zedelenmiş olması,
- Tazminat talep edilen eşin kusurlu olması,
- Tazminat talep eden eşin kusursuz ya da daha az kusurlu olması,
- Nedensellik bağının bulunması,
- Hukuka aykırılık unsurunun bulunması,
- Boşanma kararı bulunması,
- Talep ve talebin süresinde olmasıdır.
Eşlerin Eşit Kusurlu Olması: Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında eşlerin eşit kusurlu olması halinde, tazminat davasının açılamayacağı kabul edilmektedir. Anlaşmalı boşanma davalarında ise kusur araştırması yapılmaz. Anlaşma temeline dayalı boşanma davasında tarafların boşanmanın mali sonuçlarından olan tazminat konusunda anlaşma yapma zorunlulukları vardır. Anlaşma temeline dayalı boşanma davalarında kusur ve zarar araştırması yapılamayacağından protokolde boşanmada bütünüyle kusurlu olan eşin dahi tazminat alacaklısı olabileceği kabul edilmektedir.
Tazminatın Ödenme Şekli: Hakim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Boşanma sebebiyle doğan tazminat talebi kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olduğundan başkasına temlik edilemez ve tazminat alacaklısının ölümü halinde mirasçılara geçmez. Ayrıca boşanma davası reddedilmişse tazminat davası da kabul edilemez. Taraflar, hakimin protokolü uygun bulması durumunda, aralarında yaptıkları bir protokol ile tazminatın toptan ödenmesi hususunda anlaşabilirler. Tazminatın toptan ödenmesine karar verilmesi halinde borç sona ereceğinden, miktarın sonradan değiştirilmesi mümkün değildir. Bunun sonucu olarak, tazminatı alan eşin sonradan evlenmesi veya tazminatı ödeyen tarafın ölmesi halinde tazminatın iadesi gerekmez. Tazminat ödeyecek tarafın maddi durumunun toptan ödemeye elverişli olmaması, yaptığı iş için aldığı maaşın irat şeklinde olması, tazminatın miktarı vs. gibi hususlar tazminatın irat şeklinde ödenmesini gerekli kılabilir. İrat biçiminde ödeme hayat boyu öngörülebileceği gibi, belli bir süre ile de sınırlanabilir. İrat şeklinde ödenen tazminat, alacaklı tarafın yeniden evlenmesiyle ya da taraflardan birinin ölümüyle mahkeme kararına gerek olmaksızın ortadan kalkar. Tazminata irat şeklinde hükmolunmuşsa, bu miktar hakkaniyet gereği arttırılabilir veya azaltılabilir. Buna karşılık, alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsizce hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Ancak ilgili madde hükmü emredici olmadığından, tarafların boşanma protokolünde iradın hiçbir koşulda değişmeyeceğini kararlaştırmış olmaları da mümkündür.
Tazminat Bedelinin Muaccel Hale Gelmesi ve İşletilecek Faiz: Hükmolunan tazminat, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihte muaccel olur. Bu itibarla faiz, davanın açıldığı tarihte geçerli olan faiz oranına göre değil boşanma hükmünün kesinleştiği tarihteki orana göre belirlenir. Buna karşılık, tazminat davası boşanma davasının kesinleşmesinden sonra açılmışsa, faize de dava tarihinden itibaren hükmetmek gerekir. Faize hükmedilebilmesi için de talep olmalıdır. Talep yoksa faize hükmedilemez. Faiz talebi bulunuyor ise, bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi bozma sebebi yapılmaktadır
Kimler Talep Edebilir: Boşanma davasına dayanılarak maddi tazminat isteminde bulunmak, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olduğundan sadece hak sahibi olan kusursuz veya daha az kusurlu eş tarafından ileri sürülebilir. Yine bunun sonucu olarak, maddi tazminat talebinden sadece ilgili kişi feragat edebilir. Feragat kesin hükmün sonuçlarını doğurduğundan, feragatte bulunduktan sonra tazminat talep edilmesi mümkün değildir.
İspat Yükü: Genel kural, maddi ve manevi tazminat istemleri yönünden ispat yükü maddi ve manevi tazminat talep eden tarafta aittir. Talepte bulunan taraf, diğer tarafın boşanmaya sebep olan ve kusurlu davranışları ile zarara uğradığını ve kişilik haklarına zarar verdiğini ispatla mükelleftir. Yine, tazminat miktarı belirlenirken, meydana gelen zararın miktarı ile tarafların malî ve sosyal durumları dikkate alınacağı için, talepte bulunan taraf bu hususlara ilişkin delil sunabilir.
Tazminat Talep Dilekçesinde Yer Alacak Hususlar: Boşanma davasında veya boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra açılan maddi ve manevi tazminat davasında davacı istediği tazminatın miktarını ve türünü, diğer bir ifadeyle maddi tazminat mı manevi tazminat mı istediğini açıkça belirtmesi gerekir. Hakimin istenilen miktarı aşması söz konusu olmayacağı için fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması diye bir kavram söz konusu değildir. Belirlenecek tazminatın miktarı açık, net ve infazda tereddüde mahal vermeyecek nitelikte olmalıdır. Aksi durum bozma sebebi oluşturmaktadır
Tazminat Talep Süresi: Evliliğin, boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan maddi ve manevi tazminat dava hakları, boşanma kararı kesinleştikten sonra bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Anlaşmalı boşanmada mali sonuçlardan olan tazminat hususu yargılama aşamasında çözümlenmiş olacağından, boşanmanın kesinleşmesinden sonra maddi tazminat davası açılamaz. Eğer taraflar arasında resmi bir evlilik yoksa, tazminat taleplerinde Aile Mahkemesi değil genel görevli mahkemeler görevlidir.
Maddi ve Manevi Tazminata İlişkin İlamın İcrası: Boşanmadan kaynaklanan ve fer’i inşai hüküm niteliğinde olan maddî ve manevî tazminat talepleri asıl hükmün kesinleşmesiyle muaccel olmakta ve bu alacaklara kesinleşme tarihinden itibaren faiz işletilebilmektedir. Ancak, boşanma ilâmı kesinleştiği takdirde, boşanma davasından sonra açılan tazminat davasında hükmedilen maddî ve manevî tazminat alacaklarının ilamlı icra takibine konulabilmesi için kesinleşmeleri gerekli değildir
Görevli ve Yetkili Mahkeme: Görevli mahkeme, aile mahkemesi olup, aile mahkemesi bulunmayan yerlerde ise ilgili Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.
Harç ve Vekalet Ücreti: Maddi ve manevi tazminat istemi, boşanma davası ile birlikte ileri sürülmüşse boşanma davasının fer’i niteliğinde olduğundan ayrıca harca bağlı değildir. Boşanma davası ile birlikte ya da boşanma davası devam ederken verilecek dilekçe ile ya da tutanağa yazdırılmak suretiyle maddi ve manevi tazminat taleplerinde bu istemler için ayrıca harç alınmaz. Maddi ve/veya manevi tazminat davasının boşanma davası kesinleştikten sonra zamanaşımı süresinde açılması halinde harca tabidir. Boşanma davaları, maktu vekalet ücretine tabi olup, boşanma davası sırasında ileri sürülen para alacağı, ziynet veya ev eşyasının aynen iade veya tazmini, katkı payı karşılığı, edinilmiş mallara katılma rejimi sonucu malların tasfiyesi, değer artışı payı gibi istemler boşanmanın fer’i niteliğinde olmayıp nisbi vekâlet ücretine tabidir. Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir.
Kaynakça:
- 4721 Sayılı TMK
- 6098 Sayılı TBK
- 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun
- SEROZAN, Rona, ENGİN, Baki İlkay, Miras Hukuku, Seçkin Yayınları, Seçkin, 2021
- ZARARSIZ, Abdulmuttalip, Boşanma Davalarında Maddi ve Manevi Tazminat, Yüksek Lisans Tezi, 2019
- BURCUOĞLU, Haluk, Boşanmada Kusur ve Yoksulluk Nafakası ile İlgili Gözlemler, Hukuk Fakültesi Dergisi, Yıl 4, Sayı 2 Aralık 2018, s.1-12
- Yargıtay Kararları
“Hukuki konularda hak kaybına uğramamak için avukatınızdan destek almanızı tavsiye ederiz.”