AVUKATLIK & HUKUKİ DANIŞMANLIK & ARABULUCULUK
AVUKATLIK & HUKUKİ DANIŞMANLIK & ARABULUCULUK

İşe İade Davası

Image by yanalya on Freepik

 

İş Kanunu m. 18: Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır. Yer altı işlerinde çalışan işçilerde kıdem şartı aranmaz.

İşe iade davası: İşe iade davası haklı ve geçerli bir neden olmadan ya da feshin şekil şartlarına uyulmadan işten çıkarılan bir işçinin, işine geri dönmesi imkanını veren, işe iade kararına rağmen işveren tarafından işe başlatılmaması halinde de tazminat ve ücret alma hakkı sağlayan bir davadır. İşe iade davası açma hakkı, İş Kanunu’nda yer alan ve işçi lehine yaratılan, işveren tarafından keyfi veya geçerli bir sebebe dayanmadan fesih yapılmasını önlemeyi amaçlayan iş güvencesi düzenlemelerinden biridir. Aynı zamanda işveren tarafından geçerli bir fesih sebebi bulunmaksızın gerçekleştirilen fesih sonrası, işçinin işe tekrar dönmesini sağlayan hukuki yoldur. Bu dava yoluyla işçi, haksız yere işten çıkartıldığı süreç içerisinde çalışmadığı zamanların zararını tazmin edebilecek ve işine geri dönebilecektir.

Kanunun 19. Maddesinde sözleşmenin feshinde uygulanacak usul düzenlenmiştir. Buna göre fesih bildirimi yazılı olarak yapılmalı, feshi sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmelidir. Ayrıca, bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, davranış veya verim ile ilgili nedenlerle, hakkındaki iddialara karşı savunması alınmadan feshedilemez. Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller konusunda ise işverenin haklı nedenle fesih hakkı saklı tutulmuştur.

İş Kanunu, işçi lehine bir “iş güvencesi” sistemi öngörmektedir. Buna göre belirli şartların varlığı halinde, işveren işçinin iş sözleşmesini keyfi veya geçerli olmayan sebeplere istinaden feshederse, işçiye işe geri dönme talebinde bulunma ve de boşta geçen süreye ilişkin olarak en çok dört aya kadar ücretinin ödenmesini talep etme imkânı tanınmıştır. İşe iadeye karar verilmesi ve işverenin işe başlatmaması halinde ise bu yükümlülüklere ek olarak bir de tazminat yükümlülüğü öngörülmüştür.

Arabuluculuğa Başvurmak Zorunlu mu? İşçinin işe iade davasını açabilmesi için, öncelikle arabulucuya başvurması gerekmektedir. Arabulucuda taraflar anlaşırlarsa, uyuşmazlık taraflar arasında kesin olarak çözümlenmektedir. Ancak taraflar, arabulucuda anlaşamazlarsa, işçi süresi içerisinde iş mahkemesine başvurup işe iade davasını açmalıdır. İşe iade davası, basit yargılama usulüne tabidir. Taraflar, genel hükümler kapsamında iddialarını her türlü delille ispatlayabilirler.

İşe İade Davası Açmak İçin Gerekli olan Koşullar: İş Kanunu’na göre işe iade davası açabilecek olan kişiler;

  • İş kanunu kapsamında çalışıyor olmak,
  • Belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışıyor olmak,
  • İşyerinde en az 30 işçi çalışıyor olmalı,
  • İşçinin, işyerinde en az 6 aylık kıdemi olmalı,
  • Feshin geçerli bir sebebe dayanmaması,
  • İşveren vekili olmama koşullarını sağlıyorsa iş güvencesi kapsamında olduğundan işçinin sözleşmesi geçersiz nedenle feshedilmişse işçi işe iadesini talep edebilir.

İşe İade Davasının Konusu ve Talepler: İşe iade davasında, işçinin, iş sözleşmesinin feshinde işveren tarafından bir sebep gösterilmediği ya da gösterilen sebebin geçerli olmadığını belirterek feshin geçersizliğini ve işe iadeye, mahkemece feshin geçersizliğine karar verilmesi ihtimaline ilişkin olarak boşta geçen en fazla dört aya kadar boşta geçen süre ücret hakları ile işverenin süresi içinde işe başlatmaması durumunda, dört aydan sekiz aya kadar tazminata hükmedilmesi de dava dilekçesinde talep edilebilir.

İşe İade Davasında İspat Yükü: TMK genel düzenleyici hükmü uyarınca, “Herkes iddiasını ispatla yükümlüdür”. Ancak İş Kanunu’nun m. 20/2 bu konuda bir istisna öngörmektedir: “Feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.

İşe İade Davasında Dikkat Edilmesi Gereken Süre:

İş Kanunu m.20/1’e göre; “İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilir.”

İşçi, fesih bildiriminin kendisine tebliğinden itibaren bir ay içinde öncelikle arabulucuya başvurmalıdır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde işçi, işe iade davasını, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren iki hafta içinde açabilir. Süresi içerisinde arabulucuya başvurulmadığı veya arabuluculuk sürecinin sonlanmasının ardından süresi içerisinde dava açılmadığı takdirde, işe iade edilme talebi artık ileri sürülemeyecektir. Bu noktada, işverenin ihbar önelli fesih bildirimi yapması halinde, sürenin ihbar öneli sonundan itibaren değil, fesih bildiriminin işçiye tebliği ile başladığını belirtmek gerekir.

Dava açma süresi hak düşürücü süre olduğundan, dava şartlarıyla (Arabulucuya başvurulmuş olunması gibi) birlikte hakim tarafından re’sen dikkate alınır. Gerek İş Mahkemeleri Kanunu gerekse HMK’nın ilgili hükümleri uyarınca, işe iade davaları basit yargılama usulüne tabi olarak görülür. İşe iade davalarında yerel mahkeme kararına karşı taraflar istinaf yoluna başvurabilir. İş Mahkemeleri Kanunu m.20/3 uyarınca dava ivedilikle sonuçlandırılır. Mahkemece verilen karar hakkında istinaf yoluna başvurulması halinde, BAM ivedilikle ve kesin olarak karar verir, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz.

İşe İade Davasının Sonuçları: Yapılan yargılama sonucunda mahkemece feshin geçersizliğine ve işçinin işe iadesine karar verilmesi halinde, “kesinleşen” kararın işçiye tebliğ edilmesinden itibaren 10 iş günü içinde işçi, işverene başvurmalıdır. Aksi takdirde, fesih geçerli bir fesih sayılır. Süresinde yapılan başvuru sonrasında işveren, işçiyi bir ay içinde işe başlatmalıdır. Eğer işveren işçiyi işe başlatmak istemiyorsa, mahkemece hükmedilecek boşta geçen süreye ilişkin ücret ve ayrıca dört ila sekiz aylık ücret kadar tazminatı ödemek ile yükümlü olacaktır.

İşe iade davasının reddi halinde ise mahkeme, işveren tarafından yapılan feshin kanuna uygun geçerli bir nedene dayandığına hükmetmiş olacaktır. Davanın reddi halinde davacı işçi, yargılama giderleri ile karşı taraf vekalet ücretini (karşı taraf kendini vekil ile temsil ettirmiş ise) ödemekle yükümlü olur. İşçilik alacakları ve tazminatları, işe iade hakkından farklıdır. Dolayısıyla, işçiye ödenmemiş işçilik alacakları veya kıdem, ihbar tazminatı ve diğer yasal hakları ayrı bir dava ile işverenden talep edilebilir.

 

Kaynakça:

  • 4857 Sayılı İş Kanunu
  • 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu
  • 6100 Sayılı HMK
  • Yargıtay Kararları

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu sayfanın içeriğini kopyalayamazsınız