Günümüzde bizi çevremize daha farklı bakmaya, farklı değerlendirmeye yönlendiren birçok şey yaşanmaktadır. Değişimden korkmak, kendi önüne engeller çıkartmak, mazeretler üretmek veya belirsizlikler yerine sürekli yeniden yapılanma ve iş birliği içinde uyum göstermeliyiz. Çünkü beceri, ilgi ve yeteneklerimizi geliştirdiğimiz de hedeflerimize daha da yakınlaşmış ve benimsemiş oluruz.
Liderler, kişilerle sürekli diyalog içinde, onlarla paslaşarak herkesi oyuna dahil etme çabasıyla insanlara coşku aşılamalı ve esin kaynağı olmalıdır. Açık fikirli ve sağlam bir alt yapı oluşturması gerekir. Çünkü liderlik bir konum, makam değil sadece bir roldür. Ve kendi sahnemizde, kendi imajımız ve kişiliğimiz ile kendi rolümüz.
Kendimizin “Biz” olduğu kişiye ulaştığımız andır.
Mutlaka her insanın yönetim tarzı, kişiliği veya liderliği farklıdır ve değişkenlik gösterir. Farklılıkların olduğu bir renkler yelpazesidir. İşte bu farklılıklar sürecin bir koşuludur ve onlardan yararlanmayı bildiğimiz zaman yaratıcı fikirlerin ve çözümlerin kaynağı olabilirler.
Bunun için de kişilerin, kendine özgü kişilikleriyle, kendine has yönetim tarzı ve liderliğini geliştirmek için niteliklerini geliştirmelidir. Bir başka ifadeyle kendimizi keşfetmeliyiz. Birilerinin gölgesinde hareket etmek, kendi kabuğumuza çekilmek veya kendimizi engellemek yerine öncelikle kendi benliğimizi tamamlayarak; iletişim, esneklik, risk alma ve yaratıcı yönlerimizi ön plana çıkarmalıyız. Azgın nehirlerde rafting yapmak gibi uzun, zor bir yolculuktur ve süreklilik gerektirir. Ancak bu yolculuk bir o kadar da zevklidir. Bakış açısını zenginleştirir, özgün fikirler kazandırarak yeni seçimlere ışık tutar ve yeni kararlar için deneyimler kazandırır.
Sizi nelerin heyecanlandırdığını anlamak çok ama çok önemlidir.
Kişiler o zorlu yolu sadece hayallerinde kurgulayarak değil adım atarak ve harekete geçerek denemedikçe sahip olduğu nitelikleri ortaya çıkaramaz. Dar görüşlü ve bulunduğu noktadan, kendinden hoşnut olmak yerine bir adım atmalıyız. Her zaman yaratıcı bir güce, teşvik edici ve kucaklayıcı bir iletişim gücüne sahip liderlere gereksinim vardır. Ancak o zaman kim olduğumuza, nerede durduğumuza ve nereye doğru gitmek istediğimize dokunmanın hazzını yaşarız.
Evet, yaşanan hızlı bir süreç söz konusudur ki hayat yani zaman akıp gitmektedir. Ve hepimizi kendi blokajlarımızın üstesinden gelerek, kendimizi geliştirebilir, sunulan imkanlardan yararlanır ve fırsatları değerlendirirsek ortaya muhteşem bir “biz” çıkar.