Bazen öyle duygular yaşarız ki sinirlerimizi kontrol edemeyerek çevremizdeki kişileri kırabilir, eşyalara zarar verebilir veya o kızgınlıkla sonradan pişmanlık duyacağınız kararlar verebilirsiniz. Mahcup olur, üzülür ve pişmanlık yaşarız. Çünkü o an yaptıklarımızla, düşüncelerimizle dengemiz bozulmuş ve kontrolümüzü kaybetmişizdir. İşte bu noktada insanların dönüp kendilerine bakmaları gerekir. Çünkü bir kişinin kendini anlaması, başkalarıyla birlikte değerlendirebilmesi, istekliliğinin, değişimin ve değişime başlamasının önemli bir parçasını oluşturur.
Başarıya giden yol, duygusal zekanın temel taşlarından olan öz farkındalıktan geçer. Kişiliğimizin güçlü yönleri ile zayıf yönlerini değerlendirme, duygularımızı anlama ve tanımamızı sağlar. Bu duyguların, kendimiz ve çevremizdeki diğer kişiler üzerindeki etkilerini kavrama becerilerini içerir.
Hayat, sizin yaklaşımınızla, bakış açınızla ve değişiminizle anlam kazanır.
Güçlü yönleriniz ve zaaflarınızın farkına varırsanız, neyi yapıp yapmayacağınızla ilgili hem kendinizden daha emin olur hem de karar vermenizi kolaylaştırmak üzere önsezilerinizi kullanabilmenizi sağlar. Daha güçlü adımlar atabilmenizi sağladığı gibi sinirlenme, öfke gibi olumsuz duygular nedeniyle performansınızın etkilenmesine izin vermez.
Hepimizin gerek yaşantımız gerek insanlarla olan ilişkilerimiz gerekse işimizle ilgili olarak kendi algılarımız vardır. Konuları, gelişmeleri, durumları ve insanları kendimize ait bu algının penceresinden görür ve değerlendiririz. Hayatımızla ilgili aldığımız kararlarda da bu algılarımız önemli bir rol oynar. Genellikle kendimizden oldukça eminizdir. Oysa olaylar ve yaşananlar bizim gördüğümüz ve beklediğimiz gibi gerçekleşmiyor olabilir.
Peki, öz farkındalığınızı güçlendirmek için neler yapabilirsiniz? Durgun suya düşen bir damlanın oluşturduğu halkalar gibi 360 derece hareketlenme yaratın.
- Yakın çevrenizden ve sizi tanıyan kişilerden geri bildirim isteyin
- Kendinize farklı sorular sorun, kendinizi tanıyın. Güçlü yönleriniz veya zaaflarınızın neler olduğunu sorgulayın,
- Beceri ve yeteneklerinizin neler olduğu konusunda kendinizi keşfedin,
- Duygularınızı tanıyın, nelere nasıl tepkiler verdiğinizi not alın ve değerlendirin,
- “Neden” sorusunu kenara bırakın ve “Ne yapmalıyım” sorusuyla kendinizi geliştirmeye çalışın.
Her insan kendini farklı kılan değerlere, bir başka insanda bulunmayan ya da daha az bulunan önemli niteliklere sahiptir. Ve herkesin kişiliği içinde bir tutam gizem olabilir ama kişinin kendisine göre o gizem olmamalıdır. Öz farkındalık, düşüncelerinizi, inançlarınızı, olayları ve durumları yorumlama biçiminizi geliştirir. Duygusal zekanızı ve buna bağlı olarak da hayatınızdaki başarı oranının artmasını sağlar. Kendiniz olmak, kendinizle barışık olmak her zaman sizin elinizdedir.
“Bütün hayatınız boyunca anladığınız bir şeyi, ansızın başka türlü anlayıverirsiniz. Buna öğrenmek denir işte.” (D. Lessing)
Farkında olmalı insan; kendisinin, yaşamın, olayların, tercih ettiği yönün farkında olmalı. Her şey kendi kişiliğinizi tanımak, anlamakla başlıyor ve bu adım başarıya giden yolda kritik bir kilometre taşıdır. Sadece “Nereye gittiğinin farkında mısın?” sorusunu kendine sormalı ve birkaç dakika olsun düşünmelisin.