AVUKATLIK & HUKUKİ DANIŞMANLIK & ARABULUCULUK
AVUKATLIK & HUKUKİ DANIŞMANLIK & ARABULUCULUK

Vasiyet Düzenleme ve Geçerlilik Şartları

Designed by Freepik

TMK m.531: Vasiyet, resmî şekilde veya miras bırakanın el yazısı ile ya da sözlü olarak yapılabilir.

Vasiyetname: Kavramdaki “vasiyetname”, şekli anlamda ölüme bağlı hukuksal işlemin türünü ifade etmektedir. Maddede “vasiyet”ten değil, “vasiyetname”den söz edilmiştir. Vasiyetnameyi, vasiyetten ayırt eden unsur, yazılı yapılmasıdır. Nitekim kanun koyucu vasiyetin resmi ve el yazısı türü için “vasiyetname”, sözlü olan türü için ise “vasiyet” sözcüğünü kullanmıştır. Buna göre, resmi vasiyetname kavramındaki vasiyetname sözcüğü bir yandan bunun yazılı olması niteliğini, öte yandan bunun bir ölüme bağlı hukuksal işlem olduğunu ortaya koymaktadır. Her üç halde de söz konusu olan bir vasiyettir. Ancak resmi vasiyetnameyi diğerlerinden ayırt eden niteliği geçerli olabilmesi için resmi yazılı şekilde tanzim edilmiş olmasıdır.

Resmi vasiyetnameyi hangi resmi memur düzenlemişse onun tarafından imza edilmelidir. Yargıtay noter vekili tarafından tanzim edilen vasiyetnamenin, bir gün sonra noter tarafından imza edilmesini şekle aykırı bulup vasiyetnameyi geçersiz saymıştır. (Y2HD)

Geçerlilik Şekli: Resmi vasiyetname resmi yazılı geçerlilik şekline tabi bir ölüme bağlı hukuksal işlemdir. Buna göre TMK’da aranan şekil, bir ispat değil geçerlilik şeklidir. Miras hukuku şekilci bir hukuktur. Bir hukuksal işlemin geçerlilik koşuluna bağlanmasındaki amaç miras hukukunda kendisini çok daha fazla göstermektedir. Bu anlamda, ölüme bağlı hukuksal işlemde bulunan kişinin bu yöndeki iradesini açıklarken daha dikkatli ve düşünceli davranmasını sağlamak, iradesinin yazıya dökülmesi suretiyle sağlam bir ispat aracı temin etmek, yorum tartışmalarına imkanlar ölçüsünde yer vermemek gibi amaçlar burada fazlasıyla mevcuttur. Bu nedenle; resmi, el yazılı ve sözlü olmak üzere vasiyetin üç türünde de kanun koyucu çok sıkı şekil koşulları aramıştır.

Mirasbırakanın ölmüş olan kız kardeşinin eşinin yani mirasbırakanın eniştesinin, vasiyetnamenin düzenlenmesine tanık olarak katılmasını, TMK m. 18 uyarınca kayın hısımlığı sona ermediğinden şekle aykırı olarak nitelendirmiş ve vasiyetnamenin iptal edilebilir olduğuna karar vermiştir. (Y2HD)

El yazılı vasiyetname: El yazılı vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilerek başından sonuna kadar mirasbırakanın el yazısıyla yazılmış ve imzalanmış olması zorunludur. El yazılı vasiyetname, saklanmak üzere açık veya kapalı olarak notere, sulh hakimine veya yetkili memura bırakılabilir. Vasiyetname eğer birden fazla sayfadan ibaretse sayfalar arasında dahili bir bağ aranmaktadır. Sayfanın numaralandırılması ve her sayfada imza bulunması dahili bağı kanıtlayan en önemli unsurdur. Vasiyetnameye 3.kişiler tarafından yapılan ekleme, çizinti ve kazıntılar geçersiz olduğu gibi vasiyetnamenin tamamını da sakatlayacak bir durum yaratabilir. Vasiyetname başkasına yazdırılamaz ama pekala başkasından fikir ve hatta taslak sağlanarak kaleme alınabilir.

Gözlükleri yanında olmadığı için mirasbırakanın vasiyetnameyi okuyamadığı, bu vasiyetnamenin okuma yazma bilmeyenler için geçerli şekil şartlarına riayet edilerek düzenlenmesi gerektiği. (Y3HD)

Resmi Vasiyetnamenin Koşulları: TMK m.356’da belirtilen aşağıda yazılı kişiler tanık olarak katılamazlar. Resmi vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memura ve tanıklara, bunların üstsoy ve altsoy kan hısımlarına, kardeşlerine ve bu kişilerin eşlerine o vasiyetname ile kazandırmada bulunulamaz. Bu yasak hem resmi memuru hem de tanıkları kapsamaktadır. Bu yasağa aykırı olarak yapılan resmi vasiyetname geçersizdir ve md.557 gereğince iptali talep edilebilir.

  • Resmi Memur; Resmi vasiyetname, iki tanığın katılmasıyla resmi memur tarafından düzenlenir. Resmi memur, sulh hakimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli (Ör. Yabancı ülkelerdeki Türk Konsoloslukları) olabilir.

Noterlerin TMK.’nın resmi vasiyetnamenin şekle ilişkin koşullarına uygun hareket etmeleri yeterli olup, Noterlik Kanunu’nun şekle ilişkin kurallarına uygun hareket etmemeleri resmi vasiyetnamenin geçersizliğine yol açmaz. (YHGK) 

  • Tanıklar; TMK md.532 “…iki tanığın katılmasıyla…” ifadesiyle tanık sayısını belirlemiştir. Aynı düzenleme sözlü vasiyet için de kabul edilmiş, sözlü vasiyetin geçerliliği için de vasiyetçinin son arzularını en az iki tanığa bildirmesi koşuluna yer verilmiştir. Tanıklar bu resmi vasiyet türünde vasiyetin vasiyetçinin son arzularına uygunluğu ve onu vasiyet yapmaya ehil gördüklerini “vasiyetnameye yazacakları veya yazdıracaklarına” göre okuma yazma bilmeleri zorunludur. TMK m.536’da fiil ehliyeti bulunmayanlar, bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklılar, okur yazar olmayanlar, miras bırakanın eşi, üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşleri, resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine memur veya tanık olarak katılamayacaklarını belirtmiştir. Tanıklarda sayılan bu niteliklerden birinin varlığı resmi vasiyetnameyi geçersiz hale getirecektir. Bir başka ifadeyle bu niteliklerin bulunmaması resmi vasiyetnamenin geçerlilik koşuludur. Aksi halde resmi vasiyetname TMK gereğince geçersiz sayılacaktır.

Ayrıca, düzenlemeye katılma yasağına aykırılık, resmi vasiyetnameye geçersiz hale getirir. Buna karşılık vasiyetnameyi yaşatma ilkesi gereğince, kazandırma yasağına aykırılık vasiyetnameyi geçersiz hale getirmez. Burada TMK. md.557 gereğince hukuka aykırılık nedeniyle kazandırmanın iptali söz konusu olacaktır.

Tanıklar “miras bırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını” beyan etmemişlerse, vasiyetname şekle aykırılık nedeniyle geçersiz sayılmaktadır. (Y3HD)

  • Mirasbırakan; TMK resmi vasiyetin yapılış şeklini, mirasbırakanın okuma yazma bilmesi ve okuyup yazamaması açısından ikiye ayırmıştır.
  • Okuma yazma bilenlerin vasiyeti; Okuma yazma bilenlerin vasiyetinin yapılmasındaki aşamalar: Resmi memur, vasiyetçinin son arzularını dinler. Memur vasiyetçinin son arzularına uygun olarak vasiyetnameyi yazar veya yazdırır. Hazırlanan vasiyet okuması için vasiyetçiye verilir. Vasiyetçi vasiyetnamenin resmi memura açıkladığı son arzularına uygun olduğunu görürse, okuduktan sonra imza eder. Resmi memura verir. Resmi memur de vasiyetnameye tarih koyar ve imza eder. Bunu takiben tanıklar huzura alınır. Vasiyetçi “vasiyetnameyi okuduğunu, son arzularını içerdiğini” resmi memur huzurunda iki tanığa beyan eder. Ve tanıklar “vasiyetçinin bu beyanlarının kendi önlerinde yapıldığını ve mirasbırakanı tasarrufa ehil gördüklerini” vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imza etme ederler. Vasiyetname içeriğinin tanıklara bildirilmesi zorunlu değildir.
  • Okunmaksızın ve imzalanmaksızın vasiyet: Mirasbırakan vasiyetnameyi bizzat okuyamaz veya imzalayamazsa, memur vasiyetnameyi iki tanığın önünde ona okur ve bunun üzerine mirasbırakan vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan eder. Bu durumda tanıklar, hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve onu tasarrufa ehil gördüklerini; hem vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar. Noter tarafından tanzim edilen vasiyetnamenin vasiyetçiye tanıklar önünde okunması ve miras bırakanın da vasiyetin kendi son arzularına uygun olduğunu yine tanıkların huzurunda açıklaması gerekir.

Şayet mirasbırakan okur yazar değil ise vasiyetname yukarıda belirtildiği üzere, TMK m.535’de gösterilen şekle uygun yapılmamış, vasiyetnamenin noter tarafından mirasbırakana okunmak üzere verildiği onun da okuduğu belirtilmiş, şayet mirasbırakan okur yazar ise de neden imza yerine parmak izi kullandığına dair bir şerh düşülmemiştir. Bu hali ile davaya konu vasiyetnamenin yasanın aradığı şekil şartlarına bağlı olarak yapıldığından bahsedilemeyecektir. (Y3HD)

Resmi Vasiyetname ile Yapılabilecek Diğer Hukuksal İşlemler:

  • Miras Sözleşmesi: ’da ölüme bağlı hukuksal işlemler olarak vasiyetname ve miras sözleşmesine yer verilmiştir. Bunlardan birinin seçilmesi, ikisinin arasındaki farkların bilinmesini gerektirir. Kanunda yer alan şartlara ve unsurlara riayet edilmeden yapılan bir miras sözleşmesi hükümsüz olacaktır.

Öncelikle vasiyetname ile miras sözleşmesi yapma ehliyetleri farklıdır. Vasiyetname yapabilmek için on beş yaşını doldurmuş olmak ve ayırt etme gücüne sahip olmak yeterlidir. Kısıtlı olmak vasiyetname yapmaya engel teşkil etmez. Miras sözleşmesi yapabilmek için ise tarafların tam ehliyetli olmaları gerekir. Buna göre taraflar ayırt etme gücüne sahip, ergin olmalı ve kısıtlı bulunmamalıdır. Vasiyetname tek taraflı bir hukuksal işlemdir. Miras sözleşmesi ise adından da anlaşıldığı üzere bir sözleşmedir. Ölüme bağlı tasarrufta bulunan ile bundan yararlanacak kişi arasında kurulur. Her ikisi de hüküm ve sonuçlarını ölüm gerçekleştiğinde doğurur.

Vasiyetname tek taraflı bir hukuksal işlem olarak hüküm ve sonuçlarını ölümden sonra doğurduğuna göre, vasiyetçi ölünceye kadar vasiyetten dönebilir. Vasiyetten dönme yeni bir vasiyetname yapmak suretiyle veya vasiyeti yok etmek suretiyle de olabilir. Miras sözleşmesi ise bir sözleşme olduğundan, ölüme bağlı tasarrufta bulunan kişinin tek taraflı olarak irade açıklaması ile ondan dönülmesi mümkün değildir. Miras sözleşmesinin ancak ortadan kaldırılması veya kalkması söz konusu olabilir. Miras sözleşmesinin kaldırılması ya tarafların yazılı anlaşmasıyla ya da mirasbırakanın “mirasçılıktan çıkarma sebeplerinden birine” dayanarak yapacağı bir vasiyetname ile mümkündür.

Vasiyetname el yazısı, resmi veya sözlü olarak yapılabilir. Yalnız sözlü vasiyet diğer iki vasiyet türünde olduğu gibi istenilen her koşulda yapılabilen vasiyet olmayıp, ancak yasada öngörülen olağanüstü koşullar içinde bulunan, diğer iki vasiyet türünden birini yapamayacak olan kişinin en az iki tanığa son arzularını açıkladığı, bu olağanüstü koşullardan kurtulamadığı durumda hüküm ifade edebilen bir vasiyettir. Miras sözleşmesi ise ancak resmi vasiyetname şeklinde yapılabilir.

  • Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi; Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği bir sözleşmedir. Tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Bakım alacaklısı mirasbırakandır. Kendisine bakılması karşılığında ölümünde yerine ifa edilmek üzere bakım borçlusuna belirli mal bırakır ya da onu mirasçı atar. Bakım borçlusu ise mirasbırakana sağlığında bakım borcunu üstlenen kişidir. Bakım borçlusu, bakım alacaklısı tarafından mirasçı atanmışsa, ölünceye kadar bakma sözleşmesine miras sözleşmesine ilişkin hükümler uygulanır. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, mirasçı atanmasını içermese bile, miras sözleşmesi şeklinde yapılmadıkça geçerli olmaz. Sözleşme, Devletçe tanınmış bir bakım kurumu tarafından yetkili makamların belirlediği koşullara uyularak yapılmışsa, geçerliliği için yazılı şekil yeterlidir. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi de resmi vasiyetname şeklinde yapılması gereken bir hukuksal işlemdir.

Vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte yürüyemeyen ve oturamayan, okuma yazması olmayan mirasbırakanın son arzularını dairedeki memurun yanına gelerek sözlü beyan etmiş gibi resmi vasiyetnamenin düzenlenmesinin belgenin sıhhatini şüpheli hale getirdiğini, tanıkların da mirasbırakanın arzularını kendi önlerinde bildirdiği yönünde beyanda bulunmadığını, vasiyetnamenin şekle aykırılıktan dolayı geçersiz olduğunu (Y3HD)

Miras Sözleşmesinin Kendiliğinden Sona Ermesi: Geçerli olarak akdedilmiş olan miras sözleşmeleri, bazı durumların meydana gelmesiyle beraber, herhangi bir olguya gerek olmaksızın kanun gereği, kendiliğinden, sona erer. Bu durumların mevcut olması halinde, miras sözleşmesinin son bulması için irade beyanında bulunulmasına veya dava açılmasına gerek yoktur. Bu durumlar;

  • Lehine ölüme bağlı tasarruf yapılan kimsenin (atanmış mirasçının veya vasiyet alacaklısının) mirasbırakandan önce ölmesi; Mirasçı atanan veya kendisine belirli mal bırakılan kişi mirasbırakanın ölümünde sağ değilse, miras sözleşmesi kendiliğinden ortadan kalkar. Miras sözleşmesi ile lehine tasarruf yapılmış olan atanmış mirasçının veya vasiyet alacaklısının elde ettiği beklenen haklar, haleflerine devredilemez. Bu kişilerin mirasçılarının miras sözleşmesinden doğan hakları söz konusu değildir. Mirasbırakan tarafından yedek mirasçı veya art mirasçı atanmış olması hâlinde, miras sözleşmesi, lehine ölüme bağlı tasarrufta bulunulan kişinin mirasbırakandan önce ölmesi sonucunda sona ermez.
  • Miras sözleşmesi taraflarının boşanması; TMK m.181/I’de “Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler.” şeklinde ifade edilmek suretiyle, miras sözleşmesinin kanunen sona ereceği belirtilmiştir. Ancak bunun için, sadece boşanma davasının açılmış olması değil, boşanma hükmünün kesinleşmiş olması gerekmektedir.
  • Evliliğin butlanına karar verilmesi; Evlenmenin mutlak veya nisbi butlanla sona ermesi halinde, eşlerin birbirleri lehine bulundukları ölüme bağlı tasarruflar, kanun gereği geçmişe etkili olarak kendiliğinden sona ermektedir.
  • Mirastan yoksunluk sebeplerinden birinin varlığı; Mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak öldüren veya öldürmeye teşebbüs edenler, mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak sürekli şekilde ölüme bağlı tasarruf yapamayacak duruma getirenler, mirasbırakanın ölüme bağlı bir tasarruf yapmasını veya böyle bir tasarruftan dönmesini aldatma, zorlama veya korkutma yoluyla sağlayanlar ve engelleyenler, mirasbırakanın artık yeniden yapamayacağı bir durumda ve zamanda ölüme bağlı bir tasarrufu kasten ve hukuka aykırı olarak ortadan kaldıranlar veya bozanlar, mirasçı olamayacakları gibi ölüme bağlı tasarrufla herhangi bir hak da edinemezler.
  • Bozucu şartın gerçekleşmesi ya da geciktirici şartın gerçekleşmemesi; Miras sözleşmesi bozucu şarta bağlı olarak akdedilmişse, mirasbırakanın ölümünden önce bozucu şartın gerçekleşmesi ile ortadan kalkar. Miras sözleşmesinin, geciktirici şarta bağlı olarak akdedilmesi halinde de mirasbırakanın ölümünden önce geciktirici şartın gerçekleşmemesi ile kendiliğinden sona erer.
  • Belirli bir mirasçı lehine yapılan mirastan feragat sözleşmesinde lehine feragat yapılan kişinin mirasçı olamaması; TMK m.529 hükmünde, mirastan feragat sözleşmesine ilişkin hükümsüzlük halleri belirtilmiştir. Bu hükümde belirtilen hallerin mevcut olması durumunda hem ivazlı hem de ivazsız mirastan feragat sözleşmesi hükümsüz hale gelir. Lehine feragat edilmiş kişinin, mirasın açıldığı anda mirasçılık sıfatını kazanamadığı hallerde, feragat hükümden düşer ve mirastan feragat sözleşmesi kendiliğinden sona ermiş olur.

Resmi Vasiyetnamenin Saklanması: Resmi vasiyetname tanzim edildikten sonra bir örneği mirasbırakana verilir. Aslı noterlikte saklanır. Vasiyetnamenin saklanması notere ilişkin bir yükümlülüktür. Ancak bunun saklanmamış olması, aslının bulunması halinde vasiyetnamenin geçersiz olması sonucunu doğurmaz. Noterler, Noterlik Kanunu m.69 hükmünce, vasiyetname tanzim ettikten sonra mirasbırakanın bağlı bulunduğu nüfus müdürlüğüne durumu bildirir. Nüfus müdürlüğü mirasbırakanın nüfus kaydına vasiyetnamenin bulunduğuna ilişkin kayıt düşer. Mirasbırakanın ölümü nüfus kaydına işlendiğinde, durum söz konusu vasiyetnameyi bildiren notere ihbar edilir. Ayrıca zikredilen maddenin ikinci fıkrasında ise, “Noterlerin, nüfus dairesi tarafından ölümün ihbarı veya resmi bir belge ile ispatı halinde, yetkili sulh hakimine verilmek üzere dairelerinde saklı bulunan ve noterlikçe düzenlenmiş ölüme bağlı tasarruf senetlerinin onaylı örneklerini Cumhuriyet Savcılığına tevdi edecekleri” belirtilmiş bulunmaktadır.

Resmi vasiyetnamenin işlemde birlik prensibince; mirasbırakanın vasiyetnameyi okumasından sonraki aşamalarda, araya başka bir işlem girmeden tamamlanması gerektiği, memurun gerçekleştirdiği işlemlerin tevsik (belgeleme) mahiyetinde olması sebebiyle, başından itibaren aynı memur tarafından yapılması gerektiği, son imza işleminin de mirasbırakanın son arzularını ve tanıkları dinleyen, bunları yazdıran memur tarafından yapılmasının zorunlu olduğu, bu durumun işlemlerde birlik prensibinin zaruri bir sonucu olduğu (Y3HD)

Vasiyetnamenin İptali Davası, Tarafları, Görevli ve Yetkili Mahkeme: TMK m.557 hükmünde yer alan sebeplerin varlığı halinde hem miras sözleşmeleri hem de vasiyetnameler hakkında iptal davası açılabilir. Vasiyetnameler veya miras sözleşmeleri hakkında iptalin dava yolu ile ileri sürülebilmesi ancak mirasbırakanın ölümünden sonra söz konusu olur. Bunun için de ölüme bağlı tasarrufun mirasbırakanın sağlığında hükümsüz kalmaması gerekir. İptal davası, tasarrufun iptal edilmesinde menfaati bulunan mirasçı veya vasiyet alacaklısı tarafından açılabilir. Ölüme bağlı tasarrufun iptali davasının davalıları ise, iptal edilmek istenen miras sözleşmesi ile miras sözleşmesini iptal ettirmek isteyen davacılar aleyhine menfaat sağlayan (atanmış mirasçılar, vasiyet alacaklıları, vasiyeti yerine getirme görevlisi, vb.) kişilerdir. İptal davası, HMK m.2 gereğince asliye hukuk mahkemelerinde açılır. Bu davaya bakmaya yetkili mahkeme ise, HMK gereğince, mirasbırakanın son yerleşim yeri mahkemesidir.

Ölüme bağlı tasarrufların iptal edilebilmesine yol açan sebepler, dört bent halinde TMK m. 557’de sayılmıştır. Sayılan bu sebepler, Yargıtay’ın da kabul ettiği üzere sınırlı sayıdadır ve bunların dışında bir sebeple ölüme bağlı tasarrufların iptali için dava açılamaz. (Y3HD)

Hak düşürücü süreler: İptal davası için öngörülen hak düşürücü süreler, bir, on ve yirmi yıllık sürelerdir. Bir yıllık süre, “davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlar.” Bir yıllık sürenin başlayabilmesi için, dikkat edilmesi gereken üç unsur mevcuttur. Miras sözleşmeleri açısından değerlendirme yaptığımızda; davacı, öncelikle miras sözleşmesinin varlığından haberdar olmalı, sonra miras sözleşmesinin iptalini gerektiren sebebi ve en son olarak da kendi hak sahipliğini öğrenmelidir. Üç unsurun bir arada bulunduğu tarihten itibaren ise bir yıl içinde dava açma hakkını kullanmalıdır. On yıllık süreye, davalının iyiniyetli olduğu varsayımında dikkat edilir. Yirmi yıllık süre ise davalının iyiniyetli olmadığı hallere ilişkindir.

 

Kaynakça:

  • 4721 Sayılı TMK
  • 6098 sayılı TBK
  • 1512 Sayılı Noterlik Kanunu
  • SEROZAN & ENGİN, Miras Hukuku ve Uygulama Çalışmaları, 2021, 7 Bası
  • KILIÇOĞLU YILMAZ, Kumru, Resmi Vasiyetname, TBB Dergisi 2017 (133), s.369-392
  • TÜRK, Burak, Resmi Vasiyetnamenin Düzenlenmesi ve Geçersizlik Halleri
  • TEKÇE, Ayşegül, Miras Sözleşmesinin Sona Ermesi

 

“Hukuki konularda hak kaybına uğramamak için avukatınızdan destek almanızı tavsiye ederiz.”

 

Bu makale, makalenin yazım tarihi itibarıyla yürürlükte olan mevzuat dikkate alınarak Av. Arb. Erol Aslan tarafından hazırlanmıştır. Her olaydaki maddi vakalar ve özellikleri ile bunların uygulama ve sonuçları farklı olacağından, bu makale yalnızca bilgilendirme amaçlı olarak hazırlanmış olup, bir hukuki görüş veya öneri teşkil etmez ve bu şekilde yorumlanamaz.

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu sayfanın içeriğini kopyalayamazsınız