Günümüzün en yaygın hastalıklarından birisi: İletişim kopukluğu. Karşı karşıya kaldığımız birçok konu veya olay da sık sık kendimizi ifade edemediğimizi, anlaşılamadığımızı ya da yanlış anlaşıldığımızı düşünmüşüzdür.
Olumlu düşünceden uzaklaşmak
Düzeltmek için son bir gayret göstermeye başlarız. O kadar detaylara girilir ki konuşan amacından uzaklaşır, dinleyen ise kelimeler okyanusunda boğulmak üzeredir. Nefessiz kalır, daralır, boğulur insan. Konuştukça düzeleceğini sandığımız şeyler daha da kötüye gitmektedir ve gider de. Sonuçta sorunları çözmek, engelleri aşmak, hedeflerimize ulaşmak ve zihinlerimizi olumlu düşünceye çevirmekten uzaklaşırız. Negatif düşünceler içinde strese kapılarımızı açarız. Sonrası vay halimize…
Gerçekleri yansıtmayan iletişim sadece kısır döngüyü uzatır.
Birisiyle, herhangi bir konu da yaşanılan bir anlaşmazlık… İkna etmek için harcanan çabalar. Saatler süren konuşmadan sonra, ikna ettiğinizi, birbirinizi oldukça iyi anladığınızı düşünüyorsunuz ama an geliyor çözüme bir adım bile yaklaşamadığınızı fark ediyorsunuz.
Bazen, bırakın çözüme yaklaşmayı, olaylar öyle bir dallanıp budaklanıyor ki iyice içinden çıkılmaz hale geliyor. Konuşuyorsunuz! Konuşuyorsunuz!.. Daha çok konuşuyorsunuz!..
Peki, yanlış nerede?
Genellikle de ne kadar çok konuşursan, o kadar da hızlı batıyorsun. Peki, yanlış nerede? Yanlış yalnızca karşılıklı konuşarak ve birbirimizi daha iyi anlayarak bütün problemlerin üstesinden gelebileceğimiz şeklindeki yaygın kanıya saplanıp kalmamızda. Ancak o karşılıklı konuşma sırasında;
- Kullanacağımız tek cümle yerine hikayeler anlatarak detaylarla kişiyi boğmak,
- Samimi ve içtenlikten uzaklaşmak,
- Geçmişteki davranış ve tecrübeleri,
- Kullanılan, sözcük, ton, mimik veya vurguları yetersiz veya abartılı kullanmak,
- Konunun açıkça ifade edilmemesi nedeniyle karşı tarafın kendi algısına göre yorumlaması
- Kişinin kendini olaydan tamamen soyutlamaya çalışması anlaşılma(ma) konusunda önemli etkenlerdendir.
O halde bu kopukluğun, gürültünün, kısır döngünün farkında olarak; Koşulların doğru anlaşılması, kişilerin iyi tanınması, yerinde ve “doğru” dilde mesaj üretebilme becerilerimizin geliştirilmesi gerekir.
Sizin de benzeri sıkıntılar yaşadığınız konular mutlaka olmuştur. Örnek olabilecek tecrübe ve düşünceleriniz neler?