Liderlik burada başlar.

Değişim yeni olmadığına göre bugün farklı olan nedir?

Photo by Veronique Estie on Unsplash

Belirsizlik ve karmaşıklığın sürdüğü günümüzde liderlerin etki yaratabilmek için bakış açılarını genişletmesi ve uyarlaması kaçınılmaz bir gerçektir. Birçok yönetici, muhtelif toplantılarla yeni stratejiler geliştirmek, eyleme geçmek veya alınması gerekli tedbirler konusunu sık sık tartışmaya çalışıyor. Bu tartışmaların birçoğu ise elle tutulur bir strateji ve eylemden uzak sadece harekete geçer gibi görünmek veya sorunlar içinde boğulmakla sonuçlanıyor.

Hızlı yanıtlar bulma ve biraz daha çalışma görüntüsü altında ama aslında aynı şeyleri yaparak bir teslim olma zihniyetinin döngüsü içine savruluyor. Ancak VUCA dünyasında söz sahibi olabilmek ve yarını bir “lider” bakış açısıyla yönetmek için liderlerin tercih alanlarını genişletmesi ve şirketin ileriye dönük stratejik seçeneklerini şekillendirmesi gerekir. Bunun için de konfor alanından çıkması ve farklı düşünceleri uygulaması gerekiyor.

Her şey sürekli değişim gösterirken neden karmaşık stratejiler üzerinde çalışmakla uğraşalım ki? Veya stratejiyi neden önemsemeliyiz? Çünkü birçok organizasyon, değişimlerden kaynaklanan zorluklarla karşı karşıya. Yeni şirketler mantar gibi çoğalıyor ve bazıları da kısa bir süre önce var olmayan hizmetler sunarak iş ortamını tamamen değiştiriyor. Hatta tartışmasız lider konumunda olan birçok şirket ise kendini hayatta kalma mücadelesi içinde buluyor.

Peki bu değişimin boyutu yeni mi? Değişim yeni olmadığına göre şimdi farklı olan ne? Farklı olan, değişimin hızı, yakınlığı, etkisinin boyutu, yıkıcı etkisi ve dikkate alınması gereken faktörlerin sayısı büyük ölçüde artmıştır. Dolayısıyla bu koşullar altında yöneticiler strateji hakkında eskisi gibi düşünebilme olasılığı da zayıflamaktadır. Değişim artık bir istisna değil, neredeyse kural haline geldiğinden, strateji ve uygulama hakkındaki düşünce biçimimizi de uyarlamamız gerekiyor. Geleneksel olarak bilinen “Hedefi belirle, Planla, Uygula” yaklaşımı artık kesinlikle ama kesinlikle işe yaramıyor. Kritik girişimlerin yürütülmesini etkileyen faktörleri stratejik düşüncemizin merkezine koymalı ve bağlama duyarlı bir çerçevenin benimsenmesi gerekiyor. VUCA dünyası, stratejik girişimlerin yürütülmesine nasıl yaklaştığımızı değiştirmenin yanı sıra şu üç sonucu da bize hissettiriyor:

  1. Stratejik düşünme bir zorunluluk haline gelmiştir. Olayların, hareket tarzımız üzerindeki etkisini kabul ederek, daha fazla karar vermeye ve ilgili ilgisiz birçok karar vermeye çalışırız. Strateji, seçenekleri değerlendirmek ve seçim yapmakla ilgilidir. Mutlak öncelikler, kabul edilebilir kayıplar ve diğer hususları gözden kaçırmamalı. Bu kararları ise içinde bulunduğumuz bağlamın tam anlamıyla farkında olmadan veremeyiz. İyi bir satranç oyuncusunu düşünün: Yalnızca rakibinin şahına odaklanmaz, aynı zamanda stratejisini uyarlamak için diğer tüm taşları sürekli olarak analiz eder. Yani bir uyarı var: Bağlama duyarlı olmak, sürekli değişen strateji anlamına gelmez.
  2. Liderlik her zamankinden daha fazla ön planda. Dolayısıyla lider personel profilinin gelişmesi gerekiyor. Yaşanan olayların değişim sıklığı ve etkilerinin belirsizliği nedeniyle stres ve kararsızlık geni içerir. Bu nedenle, liderlerin mantıklı bir pozisyon alarak ve çevik bir strateji belirleyerek kalıpları kırma yeteneği çok önemlidir.
  3. Uyum sağlama yeteneği. Liderlerin, ekibine uyum sağlama yeteneğini aşılayarak ve teşvik ederek herkesin potansiyelini açığa çıkarması bir “Kaldıraç noktası” gibidir. Zorlukların fırsatlara dönüşebileceğini kanıtlayarak değişim karşısında olan kişilerin kaygısını azaltmak, en yüksek performansın ve rekabet avantajının kritik bir etkinleştiricisidir.

Özetle, ekiplerin, ilham almış, dirençli veya değişime karşı açık olup olmaması büyük bir fark yaratır. Strateji ve liderlik, bağlamı dikkate almadan yaklaşmak bir “inanmak” eylemine yakındır ancak tek başına “inanmak” iş dünyasında hiçbir zaman iyi bir yaklaşım değildir ve olmamıştır. Bir proje kolayca yürütülebilir ancak her girişimin aynı zamanda yönlendirilmesi gerekir. Kısacası VUCA dünyası, strateji ve liderliğin sonu değil tam aksine her ikisine de her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Zaman, değişme kapasitemizi artırmak ve liderlik performansını daha yüksek bir düzeye geçirme zamanıdır.

Ve önerim: Her toplantının sonunda kendinizle de 1 dakikalık bir toplantı yaparak toplantıyı bitirin: Bu toplantı ekibimin ve şirketin gelişimi için rutin bir toplantı mı oldu yoksa büyüme odaklı düşünceyi besleyen bir toplantı mı?

 

Bir yorum ekleyin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir