Gerek kendimiz gerekse diğer kişiler, konu ve olaylar hakkında ne düşündüğümüz tutum ve davranışlarımızı yönetir. Sınırlayıcı veya önyargılı bir yaklaşım tarzı, olumsuz düşünce ve inançlar ise bizi sınırlar. Süreçleri yönetemez duruma getirir ve diğerlerinin başarı ve coşkusunu izlemekle yetiniriz.
Düşüncelerimizi olumsuz etkileyen ve kum havuzunun etrafındaki beton duvar çerçevesi gibi gelişmemizi ve eylem odaklı hareketlerimizi kısıtlar. Liderlik yeteneğimizi sınırlayan bu temel düşünceleri üç başlık altında kısaca özetlemek gerekirse;
- Liderler “zor ve katıdır.” Liderler zor günlerde ortaya çıkan, zor işleri ve sorunları çözümleyen, sorumluluk taşıyan kişilerdir. Bu zorlu şeyleri yaparken, gerginliklerin yaşandığı bir ortamda ve stres altındaki kişilere samimi ve içten yaklaşımı, liderlik yolculuğu üzerindeki en büyük başarılarından biridir. Başarılı liderler açıklık, şefkat ve empati ile zor şeyleri kolaylaştırır. Ekibiyle birlikte çözümler üreterek yol gösterir. Özellikle de hayatın karmaşası içinde kaybolmadan, meraklı ve dışa dönük kişiliğinin ifadesi olarak: Açıklık, teşvik ve empati ile hareket eder.
Ve düşündüğümüz o sertliğin yumuşak yüzü karşımıza çıkar:
Açıklık: Açık liderler dinler, anlaşılmaya ve anlamaya çalışır, farklılık yaratmaya, kıvılcım aramaya başlar ve sorular sorarlar.
Teşvik ve samimiyet: Etkin liderler, başkalarının mükemmel sonuçlar elde etmesini kolaylaştırır.
Empati: Duygusal liderler, diğerlerinin bakış açısını nasıl anlayacaklarını bilir.
- Liderler, insanlara “ne yapmaları” gerektiğini söyler. Liderler, değişken, çalkantılı, belirsiz ortamlarda ekibinin de fikirlerini alarak, onları teşvik ederek yönlendirir. Başarılı bir iletişim içindedir. Hedef belirlemede beraber çalışır, iyi gittiklerinde takdir eder yollarından saptıklarında ise yeniden yönlendirir. Ancak günlük bir uygulama olarak sürekli insanları kontrol etmek ve yönlendirmek, onlara atacağı adımları söylemek potansiyellerini sınırlar ve yeteneklerini köreltir. Çözümleri vermekten ziyade can alıcı sorularla, kişileri düşünmeye ve olasılıkları değerlendirmeye yönlendirir. Dolayısıyla, kişilerin çözüm ürettiği ve değer kattığı ortamlar yaratarak pozitif ilişkiler içinde hareket eder.
- Liderler, “her işi kendisi halleder.” Liderlerin gerçekten yaptığı şey, başkalarının işini yapmasına, fikirler üretmesine, çözümler üretmesine yardımcı olmaktır. Yargılayan, eleştiren, her işe koşan ve değerlendirmeye ağırlık veren liderlik anlayışı eskide kaldı. Bugün insanlar yapabileceklerinin en iyisini başarmak için ihtiyaç duydukları yönlendirmeyi, desteği ve cesaretlendirmeyi kendilerine sunabilecek, ilham veren liderler arıyorlar.
Farklı organizasyonlar da lider veya yönetici olabiliriz. Ancak sürekli başkalarının performansına odaklanma lüksümüz yok. Örneğin, yeni bir proje veya işe mi başlayacaksınız? Ekibi yeni durum için ikna etmek, inisiyatif vermek, farkındalıklarını güçlendirmek ve her personelin ortak vizyon doğrultusunda hareket etmesini sağlamak önemli. Yapmak istedikleri şeyler, varmak istedikleri hedefler konusunda zihinlerinin berrak olması gerekir. Ancak o zaman insanların kendi değerlerini keşfetmelerini, işe değer katmalarını, uygulamaya geçmelerini ve geri bildirimi çarklarının işlerliğini sağlayabiliriz.
Çünkü farkındalığı yüksek her lider, diğer insanların da kendi değerlerini keşfetmelerini sağlar. O halde insanların, sizi gördüğü yerden değil, insanları gördüğünüz, duygularına dokunabildiğiniz ve iletişim kurduğunuz yoldan gidin.
Konu hakkında, kendimizi daha da geliştirmek için deneyim veya düşüncelerinizi yorumlarınızla burada paylaşarak katkı sağlamak ister misiniz?